Yargıtay Kararı 12. Hukuk Dairesi 2018/15381 E. 2018/13929 K. 20.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/15381
KARAR NO : 2018/13929
KARAR TARİHİ : 20.12.2018

MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının onanmasını mutazammın 18/09/2017 tarihli ve 2016/19125 Esas – 2018/10837 Karar sayılı Daire ilamının müddeti içinde tashihen tetkikinin borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan takipte, borçlunun borca itiraz ettiği, mahkemece davanın reddine karar verildiği görülmektedir.
İİK’nun 170/a-2. maddesi gereğince; icra mahkemesi, yasal sürede yapılan itiraz veya şikayet nedeniyle icra mahkemesine intikal eden işlerde, öncelikle, takip dayanağı senedin kambiyo vasfında olup olmadığını veya alacaklının kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip hakkının bulunup bulunmadığını re’sen inceleyerek takibin iptaline karar verebilir.
Takip dayanağı senedin tanzim tarihi itibariyle uygulanması gereken 6762 sayılı TTK’nun 688/6. maddesine göre; bononun, kambiyo senedi vasfını taşıyabilmesi için, tanzim yeri unsurunu ihtiva etmesi gereklidir. Aynı Kanun’un 689/son maddesine göre ise, tanzim edildiği yer gösterilmeyen bir bononun, tanzim edenin ad ve soyadı yanında yazılı olan yerde tanzim edilmiş sayılacağı hükme bağlanmıştır. HGK’nun 02.10.1996 tarih ve 1996/12-590 sayılı kararında da benimsendiği üzere, tanzim yeri olarak idari birim adının yazılması yeterli ve zorunlu olup, ayrıca adres gösterilmesi mecburiyeti bulunmamaktadır.
Somut olayda, takip dayanağı senette düzenlenme yerinin olmadığı, düzenleyenin adı soyadı yanında bir idari birim de belirtilmediğinden, düzenlenme yeri bulunmayan bu belgenin kambiyo vasfını haiz olmadığı anlaşılmaktadır.
O halde, mahkemece, İİK’nun 170/a-2. maddesi gereğince re’sen takibin iptaline karar verilmesi gerekirken, açıklanan bu husus gözardı edilerek eksik inceleme ile yazılı şekilde sonuca gidilmesi isabetsiz olup, Dairemizce kararın belirtilen nedenle bozulması gerekirken, onandığı anlaşılmakla borçlunun karar düzeltme isteminin kabulü gerekmiştir.
SONUÇ: Borçlunun karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 18/09/2017 tarih ve 2016/19125 Esas–2018/10837 Karar sayılı onama ilâmının kaldırılmasına, mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK’nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 20/12/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.