Yargıtay Kararı 12. Hukuk Dairesi 2018/15150 E. 2019/459 K. 17.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/15150
KARAR NO : 2019/459
KARAR TARİHİ : 17.01.2019

MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki taraflarca istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Borçlu icra mahkemesine başvurusunda, sair şikayetleri ile beraber borçlu hakkında … 5. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin ilamına istinaden ilamlı icra takibi başlatıldığını, ancak takip talebinde alacaklı olarak gösterilen …, …, , … ve …’in takibe dayanak ilamda davacı olmadıklarını, bu suretle icra emrinin ilama aykırı olduğunu ileri sürerek takibin iptalini talep etmiş, mahkemece; takip dayanağı ilama ilişkin yargılama sırasında alınan bilirkişi raporu ile dava dilekçesinde alacaklıların hepsinin isminin yazılı olduğu ve ilamda bir kısmının adının yazılmamasının maddi hataya müstenit olduğu gerekçesiyle husumete ilişkin istem yönünden şikayetin reddine, takipten sonra ilamın kesinleşmesine kadar uygulanacak faiz oranı ve işlemiş faiz yönünden şikayetin kabulüne karar verilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.
İlamların infaz edilecek kısmı, hüküm bölümü olup, hükmün içeriğinin aynen infazı zorunludur. Gerek icra dairesi ve gerekse sınırlı yetkili icra mahkemesi ilamın infaz edilecek kısmını yorum yolu ile belirleme yetkisine sahip değildir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 08.10.1997 tarih ve 1997/12-517 Esas -1997/776 Karar; 22.03.2006 gün ve 2006/12-92 Esas-2006/85 Karar; 25.06.2008 gün ve 2008/12-451 Esas- 2008/453 Karar sayılı ilamları).
Somut olayda, takip dayanağı ilamda hükmedilen tutarların davalıdan alınarak davacılara hisseleri oranında verilmesine hükmedildiği ve ilam başlığında …, …, , … ve …’in davacı olarak yer almadığı görülmektedir. Dairemizin 19.12.2018 tarihli eksiklik talebi yazısı ile; takip dayanağı ilamın tavzihine ilişkin asliye hukuk mahkemesince verilmiş bir karar olup olmadığının sorulduğu, mahkemece verilen cevabi yazı ile dosyanın Yargıtay incelemesinde olduğundan bahisle, tavzih dilekçesinin ilgili Yargıtay Dairesi’ne gönderilmesine karar verildiği, dolayısıyla mahkemesince tavzih talebi hakkında bir karar verilmediği anlaşılmaktadır.
O halde; …, …, , … ve …’in takip dayanağı ilama göre ilamlı icra takibi yapamayacağı nazara alınarak, takibin adı geçenler yönünden iptaline karar verilmesi yerine şikayetin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ: Borçlunun temyiz itirazının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK’nin 366. ve HUMK’nin 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), bozma nedenine göre borçlunun sair itirazlarının ve alacaklıların temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17/01/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.