Yargıtay Kararı 12. Hukuk Dairesi 2018/14656 E. 2018/12033 K. 22.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/14656
KARAR NO : 2018/12033
KARAR TARİHİ : 22.11.2018

MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Şikayetçi üçüncü kişinin icra müdürlüğüne başvurarak İİK’nun 106-110 maddeleri gereğince haczin kaldırılmasını talep ettiği, icra müdürlüğünce borçlu tarafından istenebileceği gerekçesiyle talebin reddi yönünden 08/09/2015 tarihli işlem tesis ediliği, şikayetçi üçüncü kişinin memurluk işleminin iptaliyle haczin kaldırılması istemiyle icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece şikayetin kabulüne karar verildiği görülmektedir.
İhtiyati haciz, İİK.’nun 257. ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş alacaklar ile muayyen ikametgahı bulunmayan ya da mal kaçıran borçlular için vadesi gelmemiş alacakları temin bakımından borçlunun malları ve hakları üzerine konulan tedbir niteliğinde bir işlemdir. Diğer taraftan, İİK.’nun 264. maddesi hükmünden de anlaşılacağı üzere, ihtiyati haciz ile icra takibi ayrı ayrı düzenlemeler olup, ayrı ayrı hukuki sonuçlar doğurur. Bu nedenle ihtiyati haciz kararı, icra takip işlemi olmayıp, yapılacak icra takibinden veya açılacak davadan önce ya da sonra uygulanan ve HMK.’nun 389. ve izleyen maddelerinde düzenlenen ihtiyati tedbir benzeri bir işlemdir. Dolayısıyla, ihtiyati haciz kararına istinaden ihtiyati haciz uygulanması, genel anlamda bir takip işlemi olmayıp, niteliği itibariyle tedbir vasfında bulunduğundan, icra takibinin durdurulması, ihtiyati haczin infazına mani teşkil etmez.
Öte yandan, İİK’nun 264/2. maddesi hükmüne göre ihtiyati haciz kararına dayalı olarak icra takibi yapan alacaklı, borçlunun ödeme emrine itirazını gidermek için, itirazın tebliğinden itibaren yedi günlük hak düşürücü sürede, icra mahkemesinden itirazın kaldırılmasını istemek veya mahkemede iptalini sağlamak üzere dava açmak zorundadır. Bu (7) günlük süre borçlunun itirazının alacaklıya tebliğ edildiği tarihten itibaren işlemeye başlar. Alacaklı, borçlunun ödeme emrine itiraz ettiğini başka şekilde öğrenmiş olsa bile, borçlunun itirazı kendisine tebliğ edilmedikçe, 7 günlük süre işlemeye başlamaz.
Alacaklının, yedi gün içinde icra mahkemesinden itirazın kaldırılmasını istememesi ya da mahkemede itirazın iptali davası açmaması halinde, ihtiyati haciz hükümsüz kalır (m.264,IV); icra takibi ise, (ihtiyati haczin hükümsüz kalmasına rağmen) derdest kalmakta devam eder. Alacaklı derdest icra takibine devam edebilmek için, altı ay içinde itirazın kaldırılmasını isteyebilir (m.68,I;m.68/a,I) veya bir yıl içinde itirazın iptali davası açabilir (Baki Kuru İcra ve İflas Hukuku El Kitabı ikinci baskı sayfa 1067).

Somut olayda, … Asliye 16. Ticaret Mahkemesinin 2013/53 D.İş. 22/02/2013 tarihli kararı ile ihtiyati haciz kararı verildiği, 28/02/2013 tarihinde ihtiyati haciz kararına dayalı olarak genel haciz yolu ile ilamsız icra takibine başlandığı, borçlu … adına kayıtlı 4 nolu bağımsız bölüme 06/03/2013 tarihinde ihtiyati haciz konulduğu, borçlunun yasal süresinde 12/03/2013 tarihinde ödeme emrine itirazda bulunması üzerine icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verildiği, borçlunun itirazının ise alacaklı vekiline tebliğ edilmediği, alacaklının … 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/1417 E. sayılı dosyasında 19/06/2013 tarihinde itirazın iptali davası açtığı, ihtiyati haciz konulan taşınmazın … 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 26.06.2015 tarih, 2010/304 E.- 2015/230 K. sayılı ilamıyla tapu kaydının iptali ile … Mühendislik İnşaat ve San. Tic. A.Ş. adına tapuya kayıt ve tesciline karar verildiği, 4 nolu bağımsız bölümün tapuda 27/08/2015 tarihinde şikayetçi üçüncü adına tescil edildiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda; borçlunun itirazı alacaklı vekiline tebliğ edilmediğinden İİK’nun 264/2. maddesinde öngörülen sürenin başlamadığı ve dolayısıyla ihtiyati hacizlerin ayakta kaldığının (İİK’nun 264/4) kabulü zorunlu olup, mahkemece, haczin kaldırılmasına yönelik şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK’nin 366. ve HUMK’nin 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22/11/2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.