Yargıtay Kararı 12. Hukuk Dairesi 2018/14637 E. 2018/11488 K. 14.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/14637
KARAR NO : 2018/11488
KARAR TARİHİ : 14.11.2018

MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı tarafından borçlu … Yapı Kooperatifi aleyhine ilamlı takip başlatıldığı, alacaklı vekilinin talebi üzerine, şikayetçi … ve diğer kooperatif ortakları hakkında 20.08.2015 tarihinde önek 4-5 nolu icra emri düzenlendiği, şikayetçi …’ın icra mahkemesine başvurusunda; hakkında düzenlenen icra emrinde faizin fahiş olduğunu, faize faiz işletildiğini, her bir üyenin borcun ne kadar miktarından sorumlu olduğunun açıkça belirtilmediğini, koopetatifin borcundan dolayı üyelerin şahsi sorumluluklarına karar veren icra müdürlüğününün kararını kabul etmemekle birlikte buna ilişkin şikayet haklarının saklı tutulduğunu, her bir üye hakkında borcun payları oranında ayrı ayrı icra emri düzenlenmesi gerektiğini ileri sürerek 20.08.2015 tarihli icra emrinin iptaline karar verilmesini talep etmiş, mahkemece şikayetin süre ve esastan reddine karar verilmiştir.
Mahkemece, şikayetin süre ve esastan reddine karar verilmiş ise de, aynı konuda şikayetin hem süreden hem de esastan reddine karar verilmesi mümkün olmayıp, eğer mahkemece şikayet konusu yapılan bazı hususların süreden, bir kısmının ise esastan reddine karar verilmiş ise, şikayet sebeplerinden hangilerinin süreden, hangilerinin esastan reddedildiğinin karar yerinde ve hüküm kısmında açıkça belirtilmesi gerekmektedir.
Öte yandan alacaklı vekili temyize cevap dilekçesinde, borçlunun daha önce aynı konuda yaptığı şikayetin … 4. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 07.10.2015 tarih ve 2015/640 E. – 516 K. sayılı kararı ile reddine karar verildiğini ve bu kararın kesinleştiğini ileri sürmüş olup, mahkemece anılan dosya celp edilerek, aynı konuda şikayette bulunulup bulunulmadığının ve bu dosyada verilen kararın kesinleşip kesinleşmediği hususlarının da araştırılması gerekir.
O halde, mahkemece yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda inceleme ve araştırma yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK’nin 366. ve HUMK’nin 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), bozma nedenine göre borçlunun sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14/11/2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.