Yargıtay Kararı 12. Hukuk Dairesi 2018/13928 E. 2018/13746 K. 18.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/13928
KARAR NO : 2018/13746
KARAR TARİHİ : 18.12.2018

MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının bozulmasını mutazammın 29/05/2018 tarih, 2017/1538 Esas – 2018/5435 Karar sayılı Daire ilamının müddeti içinde tashihen tetkiki borçlular tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı tarafından borçlular aleyhine bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip başlatıldığı, borçluların icra mahkemesine yaptıkları başvuruda; sair şikayet ve itiraz nedenleri ile birlikte, takip dayanağı bononun vade tarihinin tahrif edilmiş olduğunu da ileri sürerek takibin iptalini talep ettikleri, mahkemece; bonoda çift vade bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile icra takibinin davacılar yönünden iptaline ilişkin olarak verilen kararın alacaklının süre tutum talepli temyiz dilekçesi üzerine Dairemizce 29.05.2018 Tarih, 2017/1538 Esas, 2018/5435 Karar sayılı ilamı ile şikayetin reddine karar verilmesi gerektiği belirtilerek hükmün bozulduğu, borçluların karar düzeltme talebinde bulundukları anlaşılmaktadır.
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 207. maddesinde; “Senetteki çıkıntı, kazıntı veya silinti ayrıca onanmamışsa, inkar halinde göz önünde tutulmaz. Bu tür çıkıntı, kazıntı veya silinti mahkemece senedin geçerliliğine ve anlamına etkili olacak nitelikte görülürse, senet kısmen veya tamamen hükümsüz sayılabilir” hükmü yer almaktadır. Buna göre, mevcut olan çıkıntı, kazıntı veya silinti ayrıca tasdik edilmemiş ise inkar halinde yok hükmündedir. Bir başka anlatımla senet üzerinde yapılan değişikliklerin geçerli olabilmesi için, düzenleyen tarafından imza veya paraf edilmek suretiyle onanması gerekir. Onanmamış çıkıntı, kazıntı veya silintinin tespit edilmesi halinde, senedin değişiklik öncesi durumuna göre değerlendirme yapılır.
Borçlunun, bononun vade tarihinde tahrifat yapıldığına yönelik iddiası, İİK’nun 170/a maddesi kapsamında şikayettir. Takip dayanağı bonoların düzenleme ve vade tarihlerinde yapılan değişiklik kambiyo vasfını etkilemiyorsa takibin iptalini gerektirmez.
Ayrıca 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 778/1-b maddesi göndermesi ile bonolar hakkında da uygulanması gereken aynı Kanun’un 703/2. maddesi uyarınca; çift vadeli olarak düzenlenen senetler bono vasfında sayılamaz. Ancak düzenleme tarihinin vade tarihinde tekrarı çift vade anlamına gelmez. Aksinin kabulü aşırı şekilcilik olup hak kaybına neden olur.
Somut olayda, borçluların, takip dayanağı bononun vade tarihinin tahrif edilmiş olduğunu ileri sürdükleri, tahrifat iddiasına ilişkin olarak bilirkişi Dursun Kerimoğlu tarafından düzenlenen 15.07.2016 tarihli raporda; bononun üst kısmındaki rakamla ödeme günü bölümüne ilk önce “16.01.2013” tarihinin yazılmış olduğunun, bilahare yıl sayısının birler basamağındaki 3 rakamı üzerine 4 yazılmak suretiyle tarihin “16.01.2014” haline getirildiğinin, ancak yapılan değişikliğin tasdikine yönelik herhangi bir paraf/imza atılmadığının, yazıyla ödeme günü bölümüne ise ilk yazışta “16.01.2014” tarihinin yazılmış olduğunun ve bu tarih üzerinde herhangi bir tahrifatın bulunmadığının belirtildiği görülmüştür.
Bu durumda, 16.01.2013 düzenleme tarihli bononun üst kısmındaki vade tarihinde yapılan değişikliğin tasdik edilmemesi nedeniyle geçerli olmadığının kabulü gerekmekte olup, bu durumda üst kısımdaki vade tarihinin “16.01.2013” tarihi olarak değerlendirilmesi gerektiğinden bononun metin kısmındaki vade tarihinin ise “16 Ocak 2014” olduğu görülmüş olduğundan çift vade içeren bu senedin, kambiyo senedi vasfını haiz olmadığı anlaşılmaktadır.
Buna göre, yukarıda açıklanan nedenler ile takip dayanağı senedin, kambiyo senedi vasfını haiz olmaması nedeniyle İİK’nun 170/a maddesi uyarınca takibin iptaline ilişkin mahkeme kararı doğru olup Dairemizce kararın onanması gerekirken, maddi hataya dayalı olarak bozulduğu anlaşılmakla, borçluların karar düzeltme istemlerinin kabulü gerekmiştir.
SONUÇ : Borçluların karar düzeltme istemlerinin kabulü ile Dairemizin 29.05.2018 tarih ve 2017/1538 Esas, 2018/5435 Karar sayılı bozma ilamının kaldırılmasına, mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK’nun 366. ve HUMK’nun 438. maddeleri uyarınca ONANMASINA, 18/12/2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.