Yargıtay Kararı 12. Hukuk Dairesi 2018/12139 E. 2019/311 K. 16.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/12139
KARAR NO : 2019/311
KARAR TARİHİ : 16.01.2019

MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Borçlunun, icra mahkemesine başvurusunda; ilanların usul ve yasaya uygun şekilde yapılmadığını, tebligatların ve kıymet takdir raporunun usulüne uygun şekilde taraflara tebliğ edilmediğini, satış ilanında belirtilen taşınmazların metrekare ölçümünün hatalı yapıldığını, bu hatanın KDV oranını etkileyeceğini ve yine icra müdürlüğünce kıymet takdirinden önce mükellefiyet listesinin tebliğ edilmediğini ileri sürerek ihalenin feshini talep ettiği, mahkemece; satış ilanına ilişkin tebligatın şirketin yetkili mümessili yerine şirket çalışanına tebliğ edildiği, şirket mümessiline tebligat yapılmama sebebinin, tebliğ mazbatasında açıkça belirtilmediği dolayısıyla satış ilanının usulüne uygun tebliğ edilmediği gerekçesi ile ihalenin feshine karar verildiği görülmektedir.
Somut olayda; … İcra Müdürlüğünün 2015/526 Talimat sayılı dosyasında şikayetçi borçluya 3 adet satış ilanı tebliğ edildiği görülmüştür. Şikayetçi borçlu şikayet dilekçesinde tebligatların usulüne uygun şekilde yapılmadığını iddia etmiş ise de, hangi tebligatın usulüne uygun olmadığını belirtmediği gibi kendisine mi yoksa diğer ilgililere yapılan tebligatın mı usulsüz olduğunu da açıkça yazmadığı, yalnızca kendisine yapılan usulsüzlüğü ileri sürebileceği ve bunu ileri sürerken de hangi işlemin usulsüz olduğunu açıkça belirtmesi gerektiği, mahkemece bu husus gözetilmeksizin şikayet eden borçluya çıkarılan satış ilanı tebligatlarının usulsüzlüğünden bahisle ihalenin feshine karar verildiği görülmekle, tebligat usulsüzlüğü hususundaki itirazın açıkça yapılmadığı bir dilekçeye dayalı olarak mahkemece yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.
Öte yandan temyiz eden alacaklı yanca gerek yargılama aşamasında ve gerekse temyiz dilekçesinde şikayet edenin borçlu şirket olmadığı, bu nedenle aktif husumet ehliyetinin bulunmadığı iddia edilmiş olmasına rağmen mahkemece şikayetçi şirket ile borçlu şirketin aynı olup olmadığı hususunda araştırma yapılmadan ve bu husus değerlendirilmeden karar verilmesi de doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK’nin 366. ve HUMK’nin 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16/01/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.