Yargıtay Kararı 12. Hukuk Dairesi 2018/12028 E. 2019/11887 K. 03.07.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/12028
KARAR NO : 2019/11887
KARAR TARİHİ : 03.07.2019

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Sair temyiz itirazları yerinde değilse de;
Alacaklı tarafından Sayıştay kararına dayalı olarak borçlu aleyhine başlatılan ilamlı takipte, borçlunun icra mahkemesine başvurusunda, sair şikayetlerinin yanında dayanak Sayıştay ilamının takip talebine eklenmediğini ve aynı ilama dayanılarak birden fazla takip yapıldığını ileri sürerek icra emrinin ve takibin iptalinin talep edildiği, mahkemece, ilamın takip talebine eklenmediği gerekçesiyle takibin iptaline karar verildiği, ilk derece mahkemesi kararına karşı alacaklı tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, … Bölge Adliye Mahkemesinin 21. Hukuk Dairesinin 02.05.2018 tarih ve 2017/2923 E. – 2018/980 K. sayılı kararı ile ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak aynı ilama dayalı olarak 9 farklı takip başlatılması nedeniyle takibin yeniden iptaline karar verildiği görülmüştür.
Şikâyete konu icra takip dosyasının incelenmesinde; alacaklı tarafından takip dayanağı Sayıştay kararının takip talebine eklenmediği, ancak bahsi geçen kararın temyizine ilişkin Sayıştay Temyiz Kurulunun 15.09.2015 tarihli ve 40757 sayılı kararının eklendiği anlaşılmaktadır. Aynı ilama dayalı olarak başlatılan icra takibi ile ilgili Dairemizin 2018/14194 E. sayılı dosyasında bulunan takip dayanağı 08.02.2011 tarihli ve 1466 sayılı Sayıştay ilamı incelendiğinde, her bir kamu zararı için belirlenen sorumluluk miktarının ve borçluların farklı olduğu, diğer bir deyişle ilamda borçlular arasında ihtiyari dava arkadaşlığının bulunduğu, borçlu hakkında hükmedilen farklı sorumluluk miktarları açısından ayrı ayrı takip yapılmasını engelleyen herhangi bir yasal düzenleme bulunmadığı anlaşıldığından takibin bu gerekçe ile iptal edilmesi isabetsizdir.
Ancak İİK’nın 32. maddesi aynen; “Para borcuna veya teminat verilmesine dair olan ilam icra dairesine verilince icra müdürü borçluya bir icra emri tebliğ eder. Bu emirde 24. maddede yazılanlardan başka hükmolunan şeyin cinsi ve miktarı gösterilir…” hükmünü içermektedir.
İcra dairesine ilam niteliğindeki belge verilmeden borçluya icra emri tebliğ edilmesi İİK’nın 32. maddesi hükmüne aykırı olduğundan Bölge Adliye Mahkemesince açıklanan nedenle icra emrinin iptaline karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsiz olup, hükmün belirtilen nedenle bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile … Bölge Adliye Mahkemesinin 21. Hukuk Dairesinin 02.05.2018 tarih ve 2017/2923 E. – 2018/980 K. sayılı kararının hüküm bölümünün “2” nolu bendinin karar metninden tamamen çıkarılmasına, yerine “2- … 24. İcra Müdürlüğünün 2016/12479 sayılı takip dosyasında şikayetçi borçlu yönünden icra emrinin iptaline” ibaresinin yazılmasına, kararın düzeltilmiş bu şekliyle 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK’nin 364/2. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK’nin 370/2. maddesi uyarınca ONANMASINA, 03/07/2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.