Yargıtay Kararı 12. Hukuk Dairesi 2018/1173 E. 2018/11128 K. 08.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/1173
KARAR NO : 2018/11128
KARAR TARİHİ : 08.11.2018

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki ihale alıcısı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
26.9.2004 tarih ve 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanuna paralel olarak, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun temyiz ve karar düzeltmeye ilişkin hükümlerinde değişiklik yaparak istinaf ve temyiz ile ilgili hükümleri yeniden düzenleyen 18.3.2005 tarih ve 5311 sayılı Kanun ile İcra İflas Kanunu’na eklenen geçici 7. maddeye göre, 5311 sayılı Kanun hükümleri Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başladığı 20.07.2016 tarihinden sonra verilen kararlar hakkında uygulanır.
Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
Davacı hissedarlar … ve …’nin ihalenin feshi istemiyle mahkemeye başvurdukları, … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 20.4.2017 tarih ve 2017/52 E. – 2017/74 K. sayılı kararı ile istemin reddine ve davacılar aleyhine para cezasına hükmedildiği, davacılar tarafından ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf yoluna başvurulması üzerine, … Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi’nin 28.11.2017 tarih ve 2017/2031 E. – 2017/2379 K. sayılı kararı ile; davacılardan …’ye yapılan satış ilanı tebliğ işleminin usulsüz olduğu gerekçesiyle, davacıların istinaf isteminin kabulüne ve ilk derece mahkemesi kararının ortadan kaldırılarak şikayetin kabulü ile davaya konu üç adet taşınmaza ilişkin ihalenin feshine karar verildiği, karara karşı ihale alıcısı tarafından temyiz yoluna başvurulduğu anlaşılmaktadır.
Somut olayda, davacıların dava dilekçelerinde, diğer fesih nedenleri yanında, satış ilanının davacılardan …’ye usulüne uygun tebliğ edilmediğini ileri sürerek (3) adet taşınmaza ilişkin ihalenin feshi isteminde bulundukları, istinaf incelemesini yapan Bölge Adliye Mahkemesi’nce, adı geçen davacıya gönderilen satış ilanının usulüne uygun tebliğ edilmediğinden bahisle her iki davacı yönünden de ihalenin feshine karar verildiği görülmektedir.
Satış ilanı tebligatının usulsüzlüğü nedeniyle ihalenin feshini isteme hakkı, sadece kendisine usulüne uygun tebligat yapılmayan ilgilisine ait olup, ihalenin feshini isteyen davacının, kendisine ya da vekiline yapılan tebligatın usulsüz olduğunu da, ayrıca ve açıkça ileri sürmediği sürece, bu husus kamu düzeninden olmadığından, mahkemece resen fesih nedeni olarak incelenemez.
Davacıların 14.3.2017 tarihli şikayet dilekçelerinin incelenmesinde; davacılardan …’e yapılan satış ilanı tebliğ usulsüzlüğünün fesih nedeni olarak ileri sürülmediği, sadece davacı … adına gönderilen tebligatın usulsüz olduğunun belirtildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, davacı … yönünden Bölge Adliye Mahkemesi’nce, yanılgılı değerlendirme ile davacı … …’ye yapılan tebligat usulsüzlüğü gerekçe gösterilerek, ihalenin usulsüz olduğundan bahisle ihalenin feshi yönünde hüküm tesisi doğru bulunmamıştır.
Öte yandan; İİK’nun 134/8. maddesinde; “İhalenin feshini şikayet yolu ile talep eden ilgili, vaki yolsuzluk neticesinde kendi menfaatlerinin muhtel olduğunu ispata mecburdur” düzenlemesi yer almaktadır.
Yerleşik Yargıtay uygulamasına göre, ihale bedelinin, en az muhammen bedel kadar olması halinde, ihalede zarar unsurunun gerçekleşmediğinin kabulü gerekir.
Satış dosyasının incelenmesinde; ihale konusu taşınmazlardan, tapuda, … İli, … İlçesi, 86 Parsel olarak kayıtlı olan taşınmazın muhammen bedelinin 74.000,00 TL, ihale bedelinin ise 80.000,00 TL olduğu anlaşılmaktadır. Anılan taşınmaz yönünden şikayetçilerin süresinde usulüne uygun kıymet takdirine itirazları da bulunmadığından ve dolayısıyla zarar unsuru gerçekleşmediğinden, ihalenin feshini istemekte hukuki yararları yoktur.
Bu durumda, bölge adliye mahkemesince yerel mahkeme kararına yönelik istinaf başvurusu hakkında, HMK’nun 353/1-b-2. maddesi gereğince düzelterek yeniden esas hakkında karar verilmesi suretiyle; davacı … … yönünden, davanın kısmen kabul kısmen reddi ile davaya konu 82 ve 31 Parsel sayılı taşınmazlar yönünden satış ilanı tebliğ işleminin usulsüz olduğu gerekçesiyle ihalenin feshine, 86 Parsel yönünden zarar unsuru bulunmadığından davanın reddine ve koşulları oluşmadığından para cezasına yer olmadığına, davacı … yönünden ise; davanın, 82 ve 31 Parsel sayılı taşınmazlar yönünden esastan reddi ile ihale bedellerinin % 10’u oranında para cezasına hükmedilmesine, 86 Parsel yönünden zarar unsuru bulunmadığından davanın reddine ve koşulları oluşmadığından para cezasına yer olmadığına karar verilmesi gerekirken, davacı … yönünden tebliğ usulsüzlüğü şikayeti bulunmadığı ve dava konusu taşınmazlardan 86 Parsel yönünden zarar unsuru oluşmadığı göz ardı edilmek suretiyle, her iki davacı yönünden de davanın tümden kabulü ile ihalenin feshi yönünde hüküm tesisi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : İhale alıcısının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile, … Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi’nin 28.11.2017 tarih ve 2017/2031 E. – 2017/2379 K. sayılı kararının yukarıda yazılı nedenlerle, 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK’nun 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK’nun 373/2. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, dosyanın Bölge Adliye Mahkemesi’ne gönderilmesine, 08/11/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.