Yargıtay Kararı 12. Hukuk Dairesi 2018/11556 E. 2019/1050 K. 24.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/11556
KARAR NO : 2019/1050
KARAR TARİHİ : 24.01.2019

MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının onanmasını mutazammın 18/04/2018 tarihli ve 2016/29910 Esas – 2018/3298 Karar sayılı daire ilamının müddeti içinde tashihen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Sair karar düzeltme itirazları yerinde değil ise de;
Alacaklı tarafından borçlu hakkında bonoya dayalı olarak başlatılan kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibinde; örnek 10 numaralı ödeme emri tebliği üzerine, borçlunun yasal süre içerisinde icra mahkemesine başvurusunda imzaya itiraz ettiği, mahkemece; davanın kabulü ile takibin durdurulmasına, alacaklı aleyhine tazminata ve para cezasına hükmedildiği, kararın Dairemizce onandığı görülmektedir.
İİK’nun 170/a maddesi gereğince icra mahkemesi, müddetinde yapılan şikayet veya itiraz dolayısıyla, usulü dairesinde kendisine intikal eden işlerde takibin müstenidi olan kambiyo senedinin bu vasfı haiz olmadığı veya alacaklının kambiyo hukuku mucibince takip hakkına sahip bulunmadığı hususlarını re’sen nazara alarak bu fasla göre yapılan takibi iptal edebilir. Buna göre borçlunun İİK’nun 168.maddesinde yazılı yasal 5 günlük sürede borca yada imzaya itiraz etmesi veya zamanaşımı itirazında bulunması durumunda, takip konusu belgenin kambiyo senedi vasfını haiz olmadığının ve dolayısıyla alacaklının kambiyo senetlerine özgü yol ile takip hakkının bulunmadığının tespit edilmesi halinde, diğer itiraz nedenleri incelenmeksizin İİK’nun 170/a maddesi uyarınca re’sen takibin iptaline karar verilmesi gerekir.
6102 Sayılı TTK’nun 776/1-f maddesi gereğince, senette düzenlenme yerinin yazılı olması gereklidir. Aynı Kanunun 777/4. maddesine göre ise, düzenlendiği yer gösterilmeyen bir bononun, düzenleyenin adının yanında yazılı olan yerde düzenlenmiş sayılacağı hükme bağlanmıştır. Düzenleme yeri olarak, idari birim adı (kent, ilçe, bucak, köy gibi) yazılması yeterli olup, ayrıca adres gösterilmesi zorunluluğu bulunmamaktadır. 14.12.1992 tarih ve 1991/1 E.-1992/5 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararında da açıklandığı üzere kısaltılmış olarak yazılan keşide yerinin kabul edilebilmesi için bunun belirgin ve duraksamaya mahal bırakmayacak bir yeri göstermesi gereklidir.
Somut olayda, takibe dayanak senette düzenlenme yeri belirtilmediği gibi, düzenleyenin adının yanında da herhangi bir idari birim adının yazılı olmadığı anlaşıldığından, TTK’nun 776/1-f maddesinde öngörülen koşulun oluşmadığı sonucuna varılmalıdır.
Bu durumda, takibe konu belgenin kambiyo vasfı yoktur. Borçlunun İİK. nun 170/a maddenin son fıkrası anlamında borcu kısmen veya tamamen kabulü de söz konusu olmadığına göre, borçlu hakkındaki takibin İİK’nun 170/a maddesi gereğince re’sen iptaline karar verilmesi gerekirken; borçlunun imzaya itirazının esasının incelenerek, imza itirazının kabulü ile borçlu aleyhine başlatılan takibin durdurulmasına karar verilmesi belirtilen nedenle doğru bulunmamış ise de; inceleme konusu karar, alacaklı tarafından temyiz edildiğinden, aleyhe bozma yasağı ilkesi gereğince, bu husus bozma nedeni yapılamamıştır.
Ancak mahkemece, öncelikle senedin kambiyo vasfı bulunmaması nedeniyle İİK’nun 170/a maddesi uyarınca takibin iptaline karar verilmesi gerektiğinden ve bu maddede tazminata ve para cezasına ilişkin düzenleme bulunmadığından, alacaklı aleyhine tazminata ve para cezasına hükmedilmesi isabetsiz ve hükmün bu nedenle bozulması gerekir ise de, yapılan bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekirken Dairemizce onandığı anlaşılmakla alacaklının karar düzeltme isteminin kısmen kabulüne karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ : Alacaklının karar düzeltme isteminin kısmen kabulü ile Dairemizin 18/04/2018 tarihli ve 2016/29910 Esas – 2018/3298 Karar sayılı onama ilamının kaldırılmasına, … 16. İcra Mahkemesi’nin 21.06.2016 tarih ve 2015/363 Esas, 2016/634 Karar sayılı kararının hüküm bölümünün (2) nolu bendinde yer alan tazminat ile ilgili “Takibe konu meblağın %20’si oranında kötü niyet tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,” ve (3) nolu bendinde yer alan para cezası ile ilgili “Takibe konu meblağın %10’u oranında para cezasının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,” cümlelerinin tamamının silinerek karar metninden çıkarılmasına, kararın düzeltilmiş bu şekliyle İİK’nun 366. ve HUMK’nun 438. maddeleri uyarınca ONANMASINA, 24/01/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.