Yargıtay Kararı 12. Hukuk Dairesi 2018/11040 E. 2018/13948 K. 20.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/11040
KARAR NO : 2018/13948
KARAR TARİHİ : 20.12.2018

MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı tarafından borçlu belediye hakkında genel haciz yolu ile başlatılan ilamsız icra takibinde, borçlu belediye vekilinin icra mahkemesine başvurusunda; belediyenin banka hesapları üzerine konulan hacizlerin kaldırılmasını istediği, mahkemece, şikayetin kısmen kabulü ile kısmen reddine karar verildiği, mahkeme kararının borçlu tarafından temyiz edildiği görülmektedir.
5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 15/son maddesinde; “Belediyenin proje karşılığı borçlanma yoluyla elde ettiği gelirleri, şartlı bağışlar ve kamu hizmetlerinde fiilen kullanılan malları ile belediye tarafından tahsil edilen vergi, resim ve harç gelirleri haczedilemez” hükmüne yer verilmiştir.
Ayrıca, 5779 Sayılı İl Özel İdarelerine ve Belediyelere Genel Bütçe Vergi Gelirlerinden Pay Verilmesi Hakkında Kanun’un 7. maddesinde; bu Kanunda, belediyelere, genel bütçe vergi gelirleri tahsilatından ayrılacak paylar ile diğer kanunlarda verilmesi öngörülen payların, vergi hükmünde olduğu düzenlenmiştir.
İcra ve İflas Kanunu ve takip hukuku ilkelerine göre, asıl olan, alacaklının alacağına kavuşmasını sağlamak olduğundan, kural olarak borçluların tüm mallarının haczi mümkündür. Bir malın haczedilememesi için yasal düzenlemenin bulunması zorunludur. Haczedilmezlik istisnai bir durum olduğundan, bu yöndeki düzenlemelerin de dar yorumlanması gerekir.
Somut olayda, hükme esas alınan 22.02.2018 tarihli ek bilirkişi raporunda; Türkiye … Bankası … Şubesi’nin 6025- … nolu hesabının, … Bankası A.Ş. tarafından 5779 sayılı kanunun 7.maddesi kapsamında gönderilen … Bankası payı mahiyetinde olduğu, bu hesaptan muhtelif tarihlerde ve muhtelif miktarlarda talimat mucibi para çıkışları olduğu, ancak talimatların incelenmesi neticesinde paranın hangi amaç ve ne için kullanıldığının tespiti ve haczedilmezlik takdirinin mahkemeye ait olduğu belirtilmiştir. Bu durumda; Türkiye … Bankası … Şubesi’nin 6025- … nolu hesabının, … Bankası tarafından borçlu belediyeye gönderilen vergi niteliğindeki paylara ilişkin olduğu tespit edildiğinden ve bu hesaba yatan başka para olmadığından, hesabın, havuz hesabı niteliğinde olmadığı anlaşılmaktadır. Öte yandan anılan hesaptaki paradan değişik tarihlerde, değişik yerlere ödeme yapılmış olması, hesabın, havuz hesabı olduğunu göstermez.
O halde, mahkemece, 5393 sayılı Kanun’un 15/son maddesi ve 5779 sayılı Kanun’un 7. maddesi gereğince, Türkiye … Bankası İmamoğlu Şubesi’nin 6025- … nolu hesabına yönelik şikayetin de kabulü ile anılan hesap üzerindeki haczin kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken, bu konudaki istemin reddi isabetsizdir.
SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK’nin 366. ve HUMK’nin 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20/12/2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.