Yargıtay Kararı 12. Hukuk Dairesi 2018/10837 E. 2018/13143 K. 10.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/10837
KARAR NO : 2018/13143
KARAR TARİHİ : 10.12.2018

MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Borçlu icra mahkemesine başvurusunda; icra emrinin dayanak ilama göre düzenlenmediğini belirtilerek takibin iptalini talep ettiği, mahkemece borçlunun icra takibinden önce borcun ödendiği yönündeki itirazının 7 günlük süre içinde yapılmadığı, alacak kalemlerinin dayanak ilama uygun olarak düzenlendiği gerekçesi ile talebin reddine karar verildiği, kararın temyizi üzerine Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 30.01.2017 tarih ve 2015/1115 E.-2017/877 K. sayılı ilamı ile; icra emrinin ilama uygun olup olmadığı yönünde gerektiğinde ek bilirkişi raporu alınıp, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesinin isabetsiz olduğundan bahisle bozma kararı verdiği, mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verildiği görülmüştür.
Mahkeme, Yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar vermesi halinde (HMK’nun 373. maddesi), artık bu uyma kararı ile bağlıdır. Bozmaya uyulmakla, bozma lehine olan taraf yararına usulü kazanılmış hak doğmuş olur (HGK 2010/9-71 E., 2010/87 K.).
Somut olayda, mahkemece bozma ilâmına uyularak alınan bilirkişi raporu doğrultusunda karar verildiği görülmüş ise de, hükme esas alınan bilirkişi raporunun, bozma ilamına uygun ve hüküm kurmaya elverişli olmadığı anlaşılmıştır.
Şöyle ki; şikayete konu icra emri … 3. Aile Mahkemesinin 2006/357 Esas-2006/136 Karar sayılı ilamına dayanılarak gönderilen icra emri olmakla ve icra emrinin ilama aykırı olarak düzenlendiği görülmekle birlikte hükme esas alınan bilirkişi raporunda … 3. Aile Mahkemesinin 2007/597 Esas ve 2008/163 Karar sayılı ilamını da kapsayacak şekilde rapor düzenlendiği, dolayısıyla nafaka miktarının fazla hesap edildiği görülmüştür.
O halde; mahkemece, bozma ilamı gereğince, yeniden hüküm kurmaya ve denetime elverişli bilirkişi raporu alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ: Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK’nin 366. ve HUMK’nin 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10/12/2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.