Yargıtay Kararı 12. Hukuk Dairesi 2016/5031 E. 2016/23614 K. 15.11.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/5031
KARAR NO : 2016/23614
KARAR TARİHİ : 15.11.2016

MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Borçlu icra mahkemesine başvurusunda genel haciz yolu ile ilamsız takipte gönderilen ödeme emri tebligatının usulsüz olduğunu ileri sürerek, usulsüz tebligatın iptaline, dayanak belgelerin eklenmemesi nedeniyle takibin iptaline, yerinde görülmez ise gecikmiş itirazlarının kabulüne, takibin durdurulmasına karar verilmesini talep ettiği, mahkemece tebligatın usulüne uygun olduğunun kabul edildiği, dayanak belgelerin gönderilmediğine ilişkin şikayetin de süresinde yapılmadığından talebin reddine karar verildiği görülmektedir.
….01.2011 tarihinde 6099 Sayılı Kanun’un …. maddesiyle 7201 Sayılı Tebligat Kanunu’nun …. maddesine eklenen …. fıkraya göre; “Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır”.
Tebligat Kanunu’nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin “Bilinen Adreste Tebligat” başlıklı …/…. maddesinde; “Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır” hükmü yer almaktadır.
6099 Sayılı Kanun’un Genel Gerekçesinde; “…Uygulamada yaşanan sorunları önlemek üzere tasarıda yer verilen en önemli değişiklik, …/…/2006 tarihli ve 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu’nda kabul edilen “adres kayıt sistemi”nin Tebligat Kanunu’na intibakının sağlanmasıdır. Hatta bu yolla, bazen on-onbeş tebligatla dahi sonuç elde edilemeyen durumlarda (ilânen tebligatın gerektirdiği istisnaî hâller hariç), en fazla iki veya üç tebligatla sorun çözülebilecektir” denilmiştir. Tebligat Kanunu’nun …. maddesine eklenen ikinci fıkrasında gerçek kişilere yapılacak tebligatla ilgili olarak iki aşamalı bir yol benimsenmiştir. Muhatabın adresi takip alacaklısı (veya davacı) tarafından bildirilecek ve normal tebligat çıkarılacaktır. Bildirilen adresin muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi veya başka bir adresi olması arasında fark bulunmamaktadır. Bildirilen adrese çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi halinde, tebligat, muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine Tebligat Kanunu’nun …/…. maddesine göre çıkarılacaktır. Tebligat Kanunu’nun …/… ve …/…. maddelerini farklı şekilde yorumlayarak başka adresi bilinmediği gerekçesiyle muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine doğrudan doğruya …/…. maddeye göre tebligat çıkartılması doğru olmaz. Bu davranış Anayasa’nın 36. maddesine aykırı olur ve muhatabın savunma hakkının kısıtlanması anlamına gelir. Tebligat

Kanunu’nun …/…. maddesi aynı zamanda özünde cezalandırmayı da amaçlayan bir düzenleme içermektedir. Yasa koyucu 5490 Sayılı Kanuna göre doğru adresini zamanında Nüfus Müdürlüğü’ne bildirmeyen vatandaşı cezalandırmak amacını gütmüştür. Tebligat Yasası’nın dar yorumlanması, geçerli bir mazereti nedeniyle yeni adresini zamanında Nüfus Müdürlüğü’ne bildiremeyen veya önemli bir mazereti nedeniyle (yatarak hastahanede tedavi gören hasta gibi) bir kaç aylığına adresinden ayrılmak zorunda kalan vatandaşın cezalandırılmasına neden olur. Yasanın yorumunda yardımcı kaynak olan madde gerekçelerini dikkate almak gerekir. Tebligat Kanunu’nda değişiklik yapılan madde gerekçelerinden açıkça anlaşılacağı üzere iki veya üç tebligatla sorun çözülmek istenmiştir. Hem yasa metninde, hem yasanın uygulanmasını gösteren yönetmelikte ve hem de madde gerekçesinde muhatabın sadece adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresinin bilinen adres olarak bildirilmesi halinde, doğrudan doğruya TK’nun …/…. maddesine göre tebligat yapılacağı açıklamasına yer verilmemiş, bilakis bildirilen adrese tebligat yapılamaması halinde …/…. maddeye göre tebligat yapılacağı önemle vurgulanmıştır. Adres kayıt sistemindeki adres, tebligat yapılamayacağı açıkça anlaşılan bir adres olmadığı için öncelikle normal bir tebligat çıkartılarak, Tebligat Kanunu’nun …/…. maddesinde ve Tebligat Yönetmeliği’nin 30. maddesinde muhatap lehine olan araştırmaların yapılarak tebligatın kendisine ulaşması ve bilgilendirme işleminin yerine getirilmesi gerekir. Tebligatın anlamı bildirimdir. Tebligatın yazılı bildirim ve belgelendirme olmak üzere iki ana unsuru vardır. Tebligat savunma hakkı ile sıkı sıkıya bağlıdır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 30…..2009 tarihli, 2009/…-563 E.2009/600 K. sayılı kararında da açıkça vurgulandığı üzere icra takibinin sağlıklı bir biçimde sürdürülebilmesi, itirazların yapılabilmesi ve takibin süratle sonuçlandırılabilmesi, ancak, tarafların icra takibinden usulünce haberdar edilmesi ile mümkündür. Zira, takip borçlusunun hangi icra dairesinde aleyhine takip bulunduğunu, hakkındaki taleplerin nelerden ibaret olduğunu bilmesi ve varsa itirazlarını zamanında ve doğru merciiye yöneltebilmesi usulüne uygun olarak yapılacak tebligat ile sağlanabilir.
Somut olayda, şikayet konusu yapılan tebligatın “(Mernis Adresi) .. … ….. …. … …./…” adresine TK.m. …/… şerhi ile muhtara ….04.2015 tarihinde tebliğ edildiği, tebligat üzerinde, çıkaran merci tarafından adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğu için tebigatın TK’nun …/…. maddesine göre yapılacağına ilişkin bir şerh bulunmadığı, bu nedenlerle tebligatın usulsüz olduğu görülmüştür.
O halde mahkemece, ödeme emri tebliğinin usulsüz olduğunun kabulü ile borçlunun dayanak belgenin ödeme emrine eklenmediği yönündeki şikayetinin esasının incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK’nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren … gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, ……..2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.