Yargıtay Kararı 12. Hukuk Dairesi 2016/23575 E. 2017/14997 K. 30.11.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/23575
KARAR NO : 2017/14997
KARAR TARİHİ : 30.11.2017

MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile başlatılan icra takiplerinde, alacaklının talebi üzerine, icra müdürlüğünce borçlu şirkete ait hastane ruhsatnamesine haciz konulduğu, borçlunun ise icra mahkemesine başvurarak; özel hastane ruhsatnamesine haciz tatbik edilmesinin usulsüz olduğunu belirterek ruhsatname üzerine konulan hacizlerin kaldırılmasını talep ettiği, mahkemece, faaliyeti durdurulmuş hastanelerin devrinin mümkün olmadığı, haciz konulan … Vatan Hastanesi’nin faaliyetinin 2012 yılında durdurulduğu gerekçesi ile hacizlerin kaldırılmasına karar verildiği görülmektedir.
İİK’nun 85. maddesi uyarınca, borçlunun kendi yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmazlarından ve alacak ve haklarından borcu karşılayacak kadarı haczolunur. Kural olarak borçlunun her türlü mal ve hakkı haczedilebilir. Hangi malların kısmen veya tamamen haczedilemeyeceği, İcra ve İflas Kanunu’nda tahdidi olarak sayılmış olup, bu sayılanların dışında olup da, özel kanunla haczedilemeyeceğine ilişkin bir düzenleme bulunmayan borçluya ait bütün mal ve hakların haczi kabildir.
Ancak, İcra ve İflas Kanunu’nda düzenlenmemekle birlikte, maddi hukuk kurallarına göre, bir kısım mal ve hakların da haczi mümkün değildir. Buna göre, maddi hukuka göre başkasına devri yasak olan mal ve haklar da haczedilemez. Yine bir mal veya hakkın haczedilebilmesi için, tek başına ekonomik bir değer ifade etmesi ve bu değerin hukuksal dayanağının bulunması zorunludur (Hukuk Genel Kurulu’nun 06.12.2006 tarih ve 2006/12-765 esas, 2006/765 karar sayılı kararı).
27.03.2002 tarih ve 24708 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Sağlık Bakanlığı Özel Hastaneler Yönetmeliği’nin ruhsatlandırma başlıklı 15. maddesinde, özel hastanelerin ruhsatlandırma işlemleri düzenlenmiş olup, özel hastaneye ruhsat verilmesinden sonra konsültan hizmet verilecek dallarda çalışacak tabipler dışındaki diğer personelini tamamladığı tespit edilen özel hastanelere, Bakanlıkça, Faaliyet İzin Belgesi verilmesi ile özel hastanenin hasta kabul ve tedavisine başlayacağı düzenlenmiştir.
Özel hastanenin devri ise aynı Yönetmeliğin 69. maddesinde düzenlenmiştir. 21/03/2014 ve 28948 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Özel Hastaneler Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik ile 27.03.2002 tarih ve 24708 sayılı Özel Hastaneler Yönetmeliğinin 69. maddesi değiştirilerek; ” Her ne sebeple olursa olsun devir talep tarihi itibariyle aktif olarak faaliyet göstermeyen özel hastaneler devredilemez” düzenlemesinin getirildiği görülmektedir.
Mahkemece, Sağlık Bakanlığı’na yazı yazılarak, hastane işletme ruhsatının hukuki niteliği, hastane binasından ayrı olarak tek başına ekonomik değere sahip olup olmadığı, yine tek olarak ve hastaneden ayrı devrinin mümkün bulunup bulunmadığı hususları sorulmuş,
Sağlık Bakanlığı’nın 07/05/2015 havale tarihli yazı cevabında “….özel hastanenin aktif olarak faaliyet göstermesi şartı aranmadan 21/03/2014 tarihine kadar ruhsat devri yapılabilmekteydi. Yönetmelik değişikliğinin yapıldığı 21/03/2014 tarihinden itibaren ise ruhsat devri için, devir tarihi itibariyle özel sağlık kuruluşunun aktif olarak faaliyet göstermesi zorunlu olduğundan aktif olarak faaliyet göstermeyen bir özel sağlık kuruluşunun (faaliyeti askıya alınmış bulunan hastaneler) devri yani sahiplik değiştirmesi mümkün değildir. Bu bağlamda, özel sağlık kuruluşu ruhsatının, icra dairesi tarafından satış işlemleri 21/03/2014 tarihinden önce başlatılmış ise talep tarihinde aktif olarak faaliyet gösterme şartı aranmaksızın ruhsat devri gerçekleştirilebilecektir. Aksi takdirde, ruhsatı askıda olan kuruluşların icra yoluyla da olsa devrinin gerçekleştirilmesi mümkün değildir. Devir tarihi itibariyle aktif olarak faaliyet göstermeyenler (faaliyeti askıya alınmış bulunan hastaneler), yani vatandaşa sağlık hizmeti vermeyenler devredilemeyecek olup, İcra ve İflas Kanunu çerçevesinde satışa konu edilemeyeceği değerlendirilmiştir. Aktif olarak faaliyet gösteren sağlık kuruluşlarının İcra ve İflas Kanunu çerçevesinde satışı mümkündür…..” şeklinde cevap verildiği görülmektedir.
Bu durumda, sağlık kuruluşunun ruhsat devri, devir talep tarihi itibariyle aktif olarak faaliyet gösterme şartına bağlanmıştır. Devir tarihi itibariyle aktif olarak faaliyet göstermeyenler (faaliyeti askıya alınmış bulunan hastaneler) devredilemeyecektir. Ancak, özel sağlık kuruluşu ruhsatının icra dairesi tarafından satış işlemleri 21/03/2014 tarihinden önce başlatılmış ise, talep tarihinde aktif olarak faaliyet gösterme şartı aranmaksızın ruhsat devri gerçekleştirilebilecektir.
İİK.nun 78/1. maddesi uyarınca, “Ödeme emrindeki müddet geçtikten ve borçlu itiraz etmiş ise itirazı kaldırıldıktan sonra mal beyanını beklemeksizin alacaklı haciz konmasını isteyebilir”, aynı kanunun 106. maddesinde ise; “Alacaklı, haczolunan mal taşınır ise hacizden itibaren altı ay, taşınmaz ise hacizden itibaren bir yıl içinde satılmasını isteyebilir” düzenlemeleri mevcut olup, satış işlemi ancak hacizli mal üzerinden yapılabileceğinden, haczin, satış işlemlerinin başlangıcı olduğunun kabulü gerekir.
Somut olayda, … … Hastanesi’nin faaliyetinin 18/12/2012 tarihinde askıya alındığı, icra müdürlüğünün 13/01/2014 tarihli haciz yazısı üzerine … İl Sağlık Müdürlüğü’nün cevabi yazısı ile; ruhsatı iki yıl süre ile askıya alınan borçlu şirket bünyesindeki Özel … … Hastanesi’nin … Kaynak Yönetim Sistemi (ÇKYS) kayıtlarına haciz işlendiğinin bildirildiği görülmektedir. Satış işlemleri, 21/03/2014 tarihinden önce başlatılmış ise, talep tarihinde aktif olarak faaliyet gösterme şartı aranmaksızın ruhsat devrinin gerçekleştirilebileceği ve haciz tarihi itibarı ile de değişiklik öncesi mevcut bulunan yönetmelikte aktif olarak faaliyet gösterme şartı aranmadığı hususları gözetildiğinde, özel hastane ruhsatnamesinin haczi mümkündür. Aksinin kabulü hak kaybına neden olur.
O halde mahkemece, borçlunun şikayetinin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile istemin kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK’nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30/11/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.