Yargıtay Kararı 12. Hukuk Dairesi 2016/22201 E. 2017/13738 K. 07.11.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/22201
KARAR NO : 2017/13738
KARAR TARİHİ : 07.11.2017

MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla başlatılan takipte, borçlunun, icra mahkemesine yaptığı başvuruda, takip dayanağı bononun kayıtsız şartsız para borcu ikrarını içermediğini, bono altındaki imzanın kendisine ait olmadığını ve borcu bulunmadığını ileri sürerek takibin iptalini talep ettiği; mahkemece, tarafların senedi imzaladıklarına ilişkin kabulleri ile alacaklı vekilinin, senedin sözleşme örneğinden kesilerek altında bulunan kısmın senet olarak kullanılmak suretiyle doldurulmuş olduğuna ilişkin beyanı bulunduğu gerekçesiyle, imzanın borçluya ait olup olmadığı konusunda bilirkişi incelemesi yaptırılmadan borca itirazın kabulüne karar verildiği görülmüştür.
Kambiyo senetlerine dayalı olarak başlatılan takiplerde imzaya itiraz, İİK’nun 170. maddesinde düzenlenmiş olup, bu maddenin üçüncü fıkrasında, icra mahkemesince imza incelemesinin aynı Kanunun 68/a maddesinin dördüncü fıkrasına göre yapılması gerektiğine işaret edilmiştir. İmzanın borçluya ait olduğunun ispat yükü alacaklıya ait olup, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 26/04/2006 gün ve 2006/12-259 E. 2006/231 sayılı kararında da açıklandığı üzere, eldeki davanın niteliği itibariyle “imzanın borçluya ait olduğunu” kanıtlama külfetinin alacaklıya ait olduğu gözardı edilmemeli ve ispat yükünü ters çevirecek bir uygulamaya da gidilmemelidir (Hukuk Genel Kurulu’nun 06/02/2008 gün ve 2008/12-77 E. 2008/90 sayılı kararı).
Somut olayda, takibe dayanak yapılan bononun kayıtsız şartsız para borcu ikrarı içerdiği ve dolayısıyla kambiyo vasfının bulunduğu görülmektedir. Borçlunun icra mahkemesine başvuru dilekçesinde, sair itirazları yanında imzaya itirazının da bulunduğu, sonraki beyanlarında, imzayı kabul ettiğine dair herhangi bir ikrarı bulunmadığı gibi, 15/03/2016 tarihli son celsede borçlu vekilinin imzaya itirazlarının devam ettiği ve imza incelemesi yaptırılması yönünde beyanda bulunduğu görülmektedir.
O halde, mahkemece, borçlunun imzaya itirazının devam ettiği dikkate alınarak, öncelikle İİK’nun 170. maddesi uyarınca inkar edilen imza ile ilgili bilirkişi incelemesi yaptırılması, imzanın borçluya ait olduğunun saptanması halinde ise, diğer itirazlarının incelenmesine geçilerek oluşacak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK’nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07/11/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.