Yargıtay Kararı 12. Hukuk Dairesi 2016/17883 E. 2017/10073 K. 04.07.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/17883
KARAR NO : 2017/10073
KARAR TARİHİ : 04.07.2017

MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkikinin taraflarca istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Alacaklının temyiz isteminin incelenmesinde;
Temyiz, yargılama gideri ve vekalet ücretine ilişkindir.
İİK’nun 4949 Sayılı Kanunla değiştirilen 363/1. maddesinin son cümlesindeki kesinlik sınırının aynı kanunun ek 1. maddesinin 1. fıkrası uyarınca 01.01.2016 tarihinden itibaren artırılan miktarı dikkate alındığında uyuşmazlık konusu değerin 6.310,00 TL’yi geçmediği anlaşıldığından mahkeme kararının temyiz kabiliyeti yoktur.
Alacaklının temyiz dilekçesinin (REDDİNE),
2-Borçlunun temyiz istemine gelince;
Alacaklı tarafından genel haciz yolu ile başlatılan ilamsız icra takibinde; borçlunun icra mahkemesine başvurusunda, örnek 7 ödeme emrinin usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğini ileri sürerek usulsüz tebligat şikayetinde bulunduğu, mahkemece, tebliğ işlemlerinde usule aykırılık bulunmadığından usulsüz tebligat şikayetinin reddine karar verildiği görülmektedir.
Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesine göre tebligat yapılabilmesi için aynı Kanunun 10/2. maddesi gereğince muhatabın bilinen en son adresinin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinin gerçekleşmesi gerekir. Bu hal gerçekleştikten sonra tebligatı çıkaran merci tarafından Tebligat Yönetmeliği’nin 79. maddesine uygun zarf üzerine aynı Yönetmeliğin 16/2. maddesi gereğince; “Tebligat çıkarılan adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğundan, tebliğ imkansızlığı durumunda tebligatın TK’nun 21/2. maddesine göre bu adrese yapılması”na dair kayıt düşülmesi zorunlu olup; tebligatı çıkaran mercii tarafından anılan şekilde şerh verilmeden salt “mernis adresi” ibaresine dayanılarak, tebliğ memuru tarafından 21/2. maddeye göre tebliğ işlemi yapılamaz.
Somut olayda, şikayetçiye çıkarılan ödeme emrinin; “… Cad. … Sk. No:35 … …/ …” adresine tebliğe çıkarıldığı, tebliğ memurunca; “ … sokakta 35 numara yoktur,muhatabın tanınmadığı ” şerhi ile 30.12.2011 tarihinde iade edildiği, borçlunun “… Mah….Sk. No:27/1 …” adresine çıkartılan tebligatın da ” muhatabın adresi yazlık adresi olup,kış sezonunda ikamet etmediğinden mahalle muhtarının onayı ile iade” şeklinde 10.03.2015 tarihinde bila iade edilmesi üzerine tebligat zarfı üzerine “mernis adresi” olduğu yazılarak, TK’nun 21/2. maddesi gereğince muhatabın adrese dayalı nüfus kayıt sistemindeki adresine 03.11.2015 tarihinde tebligat yapıldığı, ancak tebliğ zarfının üzerine, tebligatı çıkaran mercii tarafından Yönetmeliğin 16/2. maddesi kapsamında bir şerh verilmediği anlaşılmakta olup; bu durumda, tebliğ memurunun tebliğ işlemini T.K.’nun 21/2. maddesi uyarınca yapması, yukarıda değinilen yasa ve yönetmelik hükümlerine aykırıdır. Bu nedenle, sözü edilen tebligatın usulüne uygun yapıldığını söyleyebilme olanağı yoktur.
O halde, mahkemece; usulsüz tebligat şikayetin kabulü ile 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 32. maddesi uyarınca borçlunun bildirdiği öğrenme tarihinin, tebliğ tarihi olarak düzeltilmesine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile şikayetin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK’nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04.07.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.