Yargıtay Kararı 12. Hukuk Dairesi 2016/15949 E. 2017/7777 K. 22.05.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/15949
KARAR NO : 2017/7777
KARAR TARİHİ : 22.05.2017

MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Alacaklı tarafından borçlu aleyhine genel haciz yoluyla başlatılan takipte, borçlunun icra mahkemesine başvurarak usulsüz tebliğ şikayetinde bulunduğu, mahkemece; ödeme emri tebliğ işlemi usulüne uygun bulunarak şikayetin reddine karar verildiği görülmektedir.
7201 Sayılı Tebligat Kanunu’nun “Aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçiye tebligat” başlıklı 16. maddesinde; “Kendisine tebliğ yapılacak şahıs adresinde bulunmazsa tebliğ kendisi ile aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçilerinden birine yapılır” hükmü, Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 25. maddesinde de; “Kendisine tebligat yapılacak kişi adresinde bulunmazsa tebliğ, kendisi ile aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçilerinden birine yapılır” düzenlemesi yer almaktadır. Yine bahsi geçen Kanunun “Yaş ve ehliyet şartı” başlıklı 22. maddesinde; “Muhatap yerine kendisine tebliğ yapılacak kimsenin görünüşüne nazaran onsekiz yaşından aşağı olmaması ve bariz bir surette ehliyetsiz bulunmaması lazımdır.” hükmüne, “Tebliğ mazbatası” başlıklı 23. maddesinin 5. bendinde de; “Tebliğ bir mazbata ile tevsik edilir. Bu mazbatanın:…Tebliğin kime yapıldığını ve tebliğ muhatabından başkasına yapılmış ise o kimsenin adını, soyadını, adresini ve 22. madde gereğince tebellüğe ehil olduğunu, …ihtiva etmesi lazımdır.” hükmüne yer verilmiştir.
Mevcut bu mevzuat karşısında, öncelikle kendisine tebliğ yapılacak şahsın adreste bulunmadığı tespit edilerek mazbataya yazılmalı, daha sonra aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçilerinden birine tebligat yapılmalıdır. Muhatap yerine tebligat yapılan kişinin de tebellüğe ehil olduğunun mazbataya yazılması gerekmektedir.
Somut olayda, borçlu adına yapılan ödeme emri tebliğine ilişkin tebliğ mazbatasının incelenmesinde; ödeme emrinin, 31.03.2014 tarihinde; “Aynı konutta oturan ehil kişi dayısı … imzasına tebliğ edildi.” açıklaması ile Tebligat Kanunu’nun 16. maddesine göre tebliğ edilmek istendiği anlaşılmaktadır. Anılan mevzuat gereği, ödeme emrinin tebliğ memurunca, muhatap borçlunun adreste bulunup bulunmadığı tespit ve tevsik edilmeksizin doğrudan aynı konutta kalan dayısına tebliğ edilmesi usulsüzdür.
Tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı İİK’nun 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayetin, aynı maddenin 1.fıkrası uyarınca takipten haberdar olunduğu tarihten itibaren 7 gün içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur. 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 32. maddesi gereğince, tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılır. Bu durumda, aksine bir belge bulunmadığı sürece, muhatabın beyan ettiği öğrenme tarihi, tebliğ tarihi olarak kabul edilir.
O halde mahkemece, borçlunun ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğüne ilişkin şikayetinin kabulü ile tebliğ tarihinin 7201 Sayılı Tebligat Kanunu’nun 32. maddesi uyarınca, borçlunun öğrenme tarihi olarak beyan ettiği 12.10.2015 tarihi olarak düzeltilmesine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK’nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22.05.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.