Yargıtay Kararı 12. Hukuk Dairesi 2015/976 E. 2015/9221 K. 09.04.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/976
KARAR NO : 2015/9221
KARAR TARİHİ : 09.04.2015

MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Alacaklı tarafından başlatılan bonoya dayalı kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takipte borçlunun icra mahkemesine yaptığı başvuruda, takibe konu senedin taraflar arasında imzalanan 17.11.1987 tarihli sözleşme kapsamında verilen teminat senedi olduğunu ileri sürdüğü, mahkemece itirazın kabulüne karar verildiği görülmektedir.
Borçlunun icra mahkemesi’ne başvurusu İİK’nun 169. maddesi uyarınca borca itiraz niteliğinde olup, borca itirazın İİK’nun 169/a maddesi uyarınca incelenmesi gerekmektedir. İİK’nun 169/a maddesi uyarınca borca itiraz halinde borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat külfeti borçluya aittir.
HGK’nun 14.3.2001 tarih 2001/12-233 ve 20.6.2001 tarih 2001/12-496 sayılı kararlarında da benimsendiği üzere dayanak belgenin hangi ilişkinin teminatı olduğu yazılı belge ile kanıtlanmalıdır. İİK’nun 169/a maddesi uyarınca, belgede, takip dayanağı senede açıkça atıf yapılması zorunlu olup, açıkça atıf yapıldığının kabulü için senedin, vade ve tanzim tarihleriyle miktarlarının belirtilmesi gereklidir.
Somut olayda, alacaklının cevap dilekçesi ve yargılama aşamasındaki beyanları gözetildiğinde, takibe konu bononun teminat senedi olarak tanzim edildiği yönünde kabulü bulunmadığı gibi, takibe konu bonoların teminat amaçlı verildiğine dair senet metinlerinde de bir ibarenin yer almadığı görülmektedir.
Öte yandan dosyaya sunulan ve alacaklı vekili tarafından varlığı inkar edilmeyen 17.11.1987 tarihli sözleşmede, her ne kadar “Altı milyon lira” bedelli teminat senedinden bahsedilse de, takibe dayanak bononun miktarı ile keşide ve vade tarihlerinin sözleşmedeki tarihlerden farklı olduğu, sözleşmede takibe konu senede açıkça atıf bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda sunulan sözleşmenin, teminat iddiasını kanıtlamaya yeterli ve dolayısıyla İİK.nun 169/a-1 maddesine uygun nitelikte belgelerden olmadığı görülmektedir.
O halde mahkemece, borca itirazın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile istemin kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ :Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK’nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09.04.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.