Yargıtay Kararı 12. Hukuk Dairesi 2015/7356 E. 2015/17345 K. 22.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/7356
KARAR NO : 2015/17345
KARAR TARİHİ : 22.06.2015

MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Alacaklı tarafından borçlu aleyhine başlatılan bonoya dayalı kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takipte borçulunun süresi içinde imza itirazında bulunduğu mahkemece itirazın kabul edilerek borçlu yönünden takibin durdurulduğu tazminat ve para cezasına hükmedildiği görülmektedir.
TTK.nun 776/1-f maddesi gereğince senette tanzim yerinin yazılı olması gereklidir. Aynı Kanunun 777/4 maddesine göre ise tanzim edildiği yer gösterilmeyen bir bononun, tanzim edenin adının yanında yazılı olan yerde tanzim edilmiş sayılacağı hükme bağlanmıştır. Tanzim yeri olarak idari birim adı (kent, ilçe, bucak, köy gibi) yazılması yeterli olup ayrıca adres gösterilmesi zorunlu bulunmamaktadır. 14.12.1992 tarih ve 1991/1 E, 1992/5 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararında da açıklandığı üzere kısaltılmış olarak yazılan tanzim yerinin kabul edilebilmesi için bunun belirgin ve duraksamaya mahal bırakmayacak bir yeri göstermesi gereklidir. Senette bulunması zorunlu olan tanzim yeri ve tanzim edenin adresi senet keşidecisi için gerekli olup, TTK.nun 702. maddesi hükmüne göre, kimin için taahhüt altına girmiş ise tıpkı onun gibi senetteki borçtan sorumlu olan avalistlerin adreslerinin senette yazılı olması hali yukarıda açıklanan zorunluluğu gidermez.
Somut olayda takibe dayanak yapılan senette TTK.nun 776/1-f. maddesinde zorunlu kılınan tanzim yeri bulunmadığı gibi, aynı kanunun 777/son maddesine uygun biçimde bonoyu tanzim edenin ad ve soyadı yanında da yazılı bir idari birim gösterilmemiştir. Bu durumda, borçlunun İİK.nun 170/a-son maddesi anlamında borcu kısmen veya tamamen kabulü de bulunmadığından tanzim yeri belirlenmeyen bu belgenin kambiyo vasfı yoktur. Hukuk Genel Kurulu’nun 02.10.1996 gün ve 1996/12-5 sayılı kararı ile benimsendiği üzere İİK.nun 170/a-2.maddesi gereğince bu husus icra mahkemesince re’sen nazara alınarak takibin iptaline karar verilmesi yerine, işin esası incelenerek takip dayanağı bonodaki imzanın borçluya ait olmadığı gerekçesiyle takibin durdurulması isabetsiz ise de, temyiz edenin sıfatına aleyhe bozma yasağı nedeni ile bu husus bozma nedeni yapılmamıştır.
Ancak iptal kararının yasal dayanağının İİK.nun 170/a maddesi olması gerektiğinden ve bu maddede tazminat öngörülmediğinden borçlu yararına tazminata ve para cezasına hükmedilmesi isabetsiz olup, hükmün bu nedenle bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından kararın düzeltilerek onanması yoluna gidilmiştir.
SONUÇ :Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile … İcra Hukuk Mahkemesinin 25/12/2014 tarih ve 2014/6 Esas – 2014/60 Karar sayılı kararının hüküm bölümünün (2) nolu bendinde yer alan; “İİK’nun 170/ son maddesi gereğince takip konusu asıl alacağın %20’si olan 12.000,00 TL icra inkar tazminatının davalı alacaklıdan alınarak davacı borçluya verilmesine “ve (3) nolu bendinde yer alan” İİK’nun 170/ son maddesi gereğince takip konusu asıl alacağın %10’u olan 6.000,00 TL para cezasının davalı alacaklıdan alınarak hazineye irad kaydına” ilişkin kısımlarının karar metninden çıkarılmasına, kararın düzeltilen bu şekli ile İİK’nun 366 ve HUMK’nun 438. maddeleri uyarınca (ONANMASINA), mahkeme kararı düzeltilerek onandığından harç alınmasına yer olmadığına, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22/06/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.