Yargıtay Kararı 12. Hukuk Dairesi 2015/7349 E. 2015/17349 K. 22.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/7349
KARAR NO : 2015/17349
KARAR TARİHİ : 22.06.2015

MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlular tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Alacaklı tarafından borçlular … ve … aleyhine bonoya dayalı başlatılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takipte borçlulardan … adına kayıtlı taşınmaza haciz konulduğu borçluların icra mahkemesine başvurularında kıymet takdir raporunun usulsüz tebliğ edildiğini, öğrenme tarihlerinin 03/11/2014 tarihi olduğunu belirterek haczedilen taşınmaza yönelik meskeniyet şikayetinde bulundukları mahkemece tebliğ usulsüzlüğü yönündeki şikayetlerinin reddine, meskeniyet şikayetinin ise süre aşımı nedeni ile reddine karar verildiği görülmektedir.
İİK.nun 82. maddesinin 1. fıkrasının 12. bendinde yer alan, haline münasip evin haczedilmezliği şikayeti, İİK.nun 16/1. maddesi uyarınca 7 günlük süreye tabidir. Bu süre öğrenme tarihinden başlar.
Borçlulara çıkartılan kıymet takdiri raporlarının tebliğine ilişkin tebligat mazbatasında “Muhatap tevziat saatlerinde adresinde bulunmadığından komşusu isim ve imzadan imtina edip şifahi beyanına göre muhatabın iş takibinde olduğundan ilgili mahalle muhtarlığına 7201 sayalı T.K’nun 21. maddesine göre tebliğ edildiği komşusuna haber verilerek 2 nolu haber formül kapısına yapıştırıldı” şerhi yer almaktadır.
Sözkonusu tebligatta, muhatabın adreste bulunmadığını iş takibinde olduğunu beyan eden komşunun ismi belirtilmemiş olup tebligat bu haliyle Tebligat Kanunu’nun 21/1. maddesine uygun olmadığından yapılan tebliğ işlemi de usulsüzdür.
O halde mahkemece Tebligat Kanunu’nun 32. maddesi uyarınca borçlunun usulsüz tebliği öğrendiği tarihin tebliğ tarihi olduğuna karar verildikten sonra, bu durumda da şikayetin İİK’nun 16/1. maddesinde öngörülen (7) günlük yasal sürede olduğunun kabulü ile işin esasının incelenmesi gerekirken, tebligat usulsüzlüğü şikayeti reddedilerek işin esasının incelenmemiş olması doğru değildir.
Öte yandan borçlu malik meskeniyet şikayetinde bulunabilir. Taşınmazla ilgisi olmayan …’ın şikayet hakkı bulunmadığına göre … yönünden şikayetin bu sebeple reddedilmemiş olması da doğru görülmemiştir.
O halde mahkemece, açıklanan ilkeler doğrultusunda şikayetin esasının incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, süre aşımı nedeniyle istemin reddi yönünde hüküm tesisis isabetsizdir.

SONUÇ : Borçluların temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK’nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.