Yargıtay Kararı 12. Hukuk Dairesi 2015/3063 E. 2015/10666 K. 21.04.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/3063
KARAR NO : 2015/10666
KARAR TARİHİ : 21.04.2015

MAHKEMESİ:İcra Hukuk Mahkemesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla başlatılan takibe karşı borçluların icra mahkemesine başvurularında; alacaklı tarafından yanıltılarak takip konusu senedin alındığını, borcu kabul etmediklerini ileri sürerek itirazda bulundukları, mahkemece, senedin, vekalet ücreti alacağının teminatı olarak alacaklıya verildiği kabul edilerek, İİK’nun 170/a-2. maddesi uyarınca takibin iptaline karar verildiği anlaşılmaktadır. İİK’nun 169/a-1. maddesi gereğince borcun bulunmadığı veya itfa yahut imhal edildiği resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile kanıtlanmalıdır.Takip dayanağı senedin teminat senedi olduğu iddiasının, hangi ilişkinin teminatı olduğu senet üzerine yazılmak suretiyle ya da yazılı bir belge ile ispatlanması gerekir (HGK’nun 14.03.2001 tarih ve 2001/12-233 E, 2001/257 K. sayılı ve yine HGK’nun 20.06.2001 T. ve 2001/12-496 sayılı kararları). Somut olayda, dosyaya sunulan ve alacaklı tarafından varlığı inkar edilmeyen taraflar arasında imzalanan 02.06.2014 tarihli vekalet ücretine ilişkin protokolde, takibe konu senedin teminat senedi olarak verildiğine dair bir kayıt yer almadığı gibi, 13.05.2014 tarihli dava uzlaşma protokolünde ise, takibe konu senetten bahsedilmediği ve senedin, teminat senedi olduğuna dair bir hususun bulunmadığı görülmektedir. Yine takibe konu senedin teminat amaçlı verildiğine dair senet metninde bir ibarenin de yer almadığı anlaşılmaktadır.Öte yandan, alacaklı tarafın, yargılama aşamasında takibe konu bononun teminat senedi olarak tanzim edildiği yönünde bir kabulü bulunmadığı gibi, borçluların mahkemeye müracaatlarında senedin teminat senedi olduğu yönünde bir iddialarının da olmadığı, bilakis takibe konu senedin yanıltma ile alacaklı tarafından alındığını beyan ettikleri görülmektedir.O halde mahkemece borca itirazın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile istemin kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.SONUÇ :Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK’nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21.04.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.