Yargıtay Kararı 12. Hukuk Dairesi 2015/28744 E. 2016/4794 K. 23.02.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/28744
KARAR NO : 2016/4794
KARAR TARİHİ : 23.02.2016

MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlular tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibine başlandığı, örnek 10 numaralı ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun, yasal sürede icra mahkemesine yaptığı başvuruda, takibe dayanak bononun taraflar arasındaki hisse devrine dair protokolün teminatı olarak verildiğini ileri sürerek takibin iptalini istediği, mahkemece, istemin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Takip dayanağı senedin teminat senedi olduğu iddiasının, hangi ilişkinin teminatı olduğu senet üzerine yazılmak suretiyle ya da yazılı bir belge ile ispatlanması gerekir (HGK’nun 14.03.2001 tarih ve 2001/12-233 E, 2001/257 K. sayılı ve yine HGK’nun 20.06.2001 T. ve 2001/12-496 sayılı kararları).
Taraflar arasında 15.07.2014 tarihli hisse devir protokolü bulunduğu hususunda bir ihtilaf yoktur.
Borçlunun itirazına dayanak yaptığı ve alacaklının da kabulünde olan 15.07.2014 tarihli protokolün incelenmesinde, alacaklının şirket kurum müdürlüğünden ve şirketteki her türlü görevinden el çekmesi ve ilişiğini tamamen kesmesine karşılık olmak üzere % 49 hisse sahibi … tarafından toplam 275.000.-TL nin 31/08/2014 tarihli sıralı senetler ile ödeneceği belirtilmiş olup, sözleşmelerdeki ibarelerden taraflara karşılıklı edim yüklendiği, takip dayanağı senedin de prokolde belirtilen 30/06/2015 tarihli senet olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda alacağın varlığı, miktarı ve tahsilinin gerekip gerekmediği yargılamayı zorunlu kılmaktadır.
O halde, mahkemece, alacağın varlığı ve miktarının yargılamayı gerektirdiği dikkate alınarak İİK’nun 169/a maddesi uyarınca borca itirazın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Borçluların temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK’nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23/02/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.