Yargıtay Kararı 12. Hukuk Dairesi 2015/27721 E. 2015/27331 K. 09.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/27721
KARAR NO : 2015/27331
KARAR TARİHİ : 09.11.2015

MAHKEMESİ:İcra Hukuk Mahkemesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Alacaklının borçlu … aleyhine genel haciz yoluyla ilamsız takip başlattığı; borçlunun 7 örnek ödeme emrinin tebliğ edildiği tarihte yurtdışında Amerika’da olduğunu, tebligattan …’da iken bir akrabasının telefonu üzerine haberdar olduğunu belirterek gecikmiş itirazının kabulü talebiyle icra mahkemesine başvurduğu, Mahkemece ödeme emri tebligatının usulsüz olduğu gerekçesiyle istemin kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır.İİK’nun 65. maddesine dayanan gecikmiş itirazda, tebligatın usulüne uygun olarak yapılmış olması, ancak, muhatap tarafından bir engel nedeniyle süresinde itiraz edilememiş olması halinde mazereti gösterir delillerle birlikte, esasla ilgili itirazların ve dayanaklarınının, engelin kalktığı günden itibaren üç gün içinde icra mahkemesine bildirilmesi gerekir. İcra hakimi, gecikmiş itiraz nedenlerini inceledikten sonra gecikme sebebinin mahiyetine ve hadisenin özelliklerine göre, takibin tatilini tensip edebilir. Mazeretin kabulü halinde icra takibi durur. Aynı celse de alacaklı itirazın kaldırılmasını sözlü olarak da isteyebilir. Bu takdirde tetkikata devam olunarak icra mahkemesinde gerekli karar verilebilir.Usulsüz tebligatta ise, İİK’nun 65. maddesine göre yapılacak incelemeden farklı olarak, tebligat usulüne uygun olarak yapılmamıştır. Bu durumda icra hakimi tebliğ işleminin 7201 Sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak yapılıp yapılmadığını inceleyecek ve aynı Kanun’un 32. maddesi gereğince öğrenme tarihine göre tebliğ tarihini düzeltecektir.Somut olayda, borçluya 7 örnek ödeme emrinin 08.07.2013 tarihinde borçlunun bilinen son adresinde TK’nun 21/1. maddesi uyarınca tebliğ edildiği görülmektedir.. Tebligat Kanunu’nun 21. maddesinin 1. fıkrasına göre tebligat yapılabilmesi için muhatabın tebligat çıkarılan adreste ikamet etmekle birlikte, geçici olarak adreste bulunmadığının ve nedeninin, tevziat saatlerinden sonra geleceğinin tespiti ile bu tespitin tebliğ evrakına yazılması ve tebliğ memurunun, adreste bulunmama sebebini bilmesi muhtemel komşu, yönetici, kapıcı, muhtar, ihtiyar heyeti veya meclisi üyeleri, kolluk amir ve memurlarından araştırarak beyanlarını tebliğ mazbatasına yazıp imzalatması, imzadan çekinmeleri halinde bu durumu yazarak imzalaması gerekir (Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik m.30/1).Burada Yönetmeliğin 30. maddesi, tebliğ memuruna ilgilinin neden adreste bulunmadığını “tahkik etme” görevini yüklemiştir. Buna göre tebliğ memuru tahkik etmekle kalmayıp, bunu tevsike yönelik olarak yaptığı tahkikatın sonucunu tebliğ evrakına yazacak ve maddede açıkça belirtildiği üzere ilgilisine imzalatacaktır. Ancak bu şekilde yapılan işlemin usulüne uygun olup olmadığı, hakim tarafından denetlenebilir. Takip dosyası içerisinde mevcut ödeme emri tebligat mazbatasının incelenmesinde, borçlunun geçici olarak yurtdışında …’da bulunduğunun görevli …’nun beyanı ile tespit edildiği, görevlinin imzadan imtina ettiği, 2 numaralı haber kağıdının muhatabın kapısına yapıştırıldığı, tebligatın … mahalle muhtarlığına teslim edildiği, borçlunun gecikmiş itiraz ile aynı tarihte usulsüz tebligat şikayetinde bulunduğu … 15. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 23.12.2013 tarihli, 2013/825 E, 2013/930 K. Sayılı kararıyla istemin reddine hükmedildiği kararın 14.04.2015 tarihinde kesinleştiği görülmektedir. İcra mahkemesi kararları, maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmese de, kendi aralarında kesin hüküm oluşturdukları uygulamada kabul edilmektedir. HMK’nun 303/1. maddesinde “Bir davaya ait şeklî anlamda kesinleşmiş olan hükmün, diğer bir davada maddi anlamda kesin hüküm oluşturabilmesi için, her iki davanın taraflarının, dava sebeplerinin ve ilk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davaya ait talep sonucunun aynı olması gerekir” şeklinde düzenleme mevcuttur. Kesinleşen usulsüz tebligat şikayetinin isteminin reddine dair kararın, gecikmiş itiraz başvurusunda da kesin hüküm oluşturur.Borçlu gecikmiş itiraz dilekçesinde tebligat tarihi olan 08.07.2013 tarihinde yurt dışında …’da olduğu beyan etmiştir. Dosya içerisinde mevcut Emniyet Müdürlüğü yazı cevabına ekli yurda giriş çıkış belgesinin incelenmesinde, borçlunun 03.05.2013 tarihinde yurt dışına çıktığı, 21.08.2013 tarihinde de yurda giriş yaptığı anlaşılmaktadır. Borçlunun esasla ilgili itirazlarını ve dayanaklarını, engelin kalktığı günden itibaren üç gün içinde icra mahkemesine bildirmesi gerekmekte olup, borçlu yurda giriş yaptığı ve engelin kalktığı 21.08.2013 tarihinden itibaren 3 gün içinde başvuruda bulunmamıştır. Her ne kadar borçlunun arkadaşının tanık olarak alınan beyanında, borçlunun yurda giriş yaptıktan sonra adresine çok kısa süre uğrayıp, Bodrum’a geçtiği belirtilmişse bu husus geçikmiş itiraz nedeni oluşturmaz.Yukarıda belirtilen nedenlerle, Mahkemece borçlunun isteminin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle istemin kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK’nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), bozma nedenine göre alacaklının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.