Yargıtay Kararı 12. Hukuk Dairesi 2015/25133 E. 2015/24010 K. 12.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/25133
KARAR NO : 2015/24010
KARAR TARİHİ : 12.10.2015

MAHKEMESİ : Serik İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 30/06/2014
NUMARASI : 2014/76-2014/172

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlular tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibine başlandığı, örnek 10 numaralı ödeme emri tebliği üzerine, borçlular vekilinin icra mahkemesine yaptığı başvuruda diğer itiraz ve şikayetlerinin yanında yetkili icra dairesinin Antalya olduğunu ileri sürerek Serik İcra Dairesinin yetkisine itiraz ettiği, mahkemece bonodaki yetki kaydına dayalı olarak yetki itirazının ve diğer itiraz ve şikayetlerin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
İİK. nun 50/1.maddesine göre, para ve teminat borçlarına ilişkin icra takiplerinde yetkili icra dairesi, HMK. nun 447/2. maddesi atfıyla HMK. nun yetkiye dair hükümleri kıyas yoluyla uygulanmak suretiyle belirlenir. Ayrıca, takip dayanağı akdin yapıldığı icra dairesi de yetkilidir.
Buna göre, bonoya dayalı takip, genel yetkili yer olan borçlunun yerleşim yerindeki icra dairesinde (HMK. 6.md.), bonoda öngörülen ödeme yerinde (6102 Sayılı TTK. nun 777/3. maddesine göre ödeme yeri gösterilmeyen bonoda, ödeme yeri olarak tanzim yeri kabul edilir.) (HMK. 10.md.) ve ayrıca İİK. nun 50/1.maddesi uyarınca bononun tanzim edildiği yerdeki icra dairesinde yapılabilir.
Takibe konu bonoda Serik Mahkemelerinin yetkili olduğunun belirtilmesi yetki sözleşmesi niteliğinde ise de, HMK’nun 17. maddesi uyarınca yetki sözleşmesi, ancak tacirler ve kamu tüzel kişileri arasında yapılabileceğinden ve gerçek kişi olan tarafların tacir olduklarına ilişkin bir belge dosyada bulunmadığından söz konusu yetki sözleşmesi geçerli değildir.
O halde mahkemece, yetki sözleşmesi dikkate alınmaksızın, yetki itirazının incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile yetki itirazının reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Borçluların temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK’nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.