YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/23427
KARAR NO : 2015/24896
KARAR TARİHİ : 19.10.2015
MAHKEMESİ : Kuşadası İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 14/07/2015
NUMARASI : 2015/327-2015/292
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Şikayetçi borçlu tarafından satış ilanı tebligatının usulüne uygun yapılmadığı ileri sürülerek 95 parsel sayılı taşınmazdaki 4 numaralı bağımsız bölüme ilişkin olarak 27.05.2015 tarihinde gerçekleştirilen ihalenin feshi istemi ile icra mahkemesine başvurulduğu görülmektedir.
Tebligat Kanunu’nun 16. maddesinde ”Kendisine tebliğ yapılacak şahıs adresinde bulunmazsa tebliğ kendisi ile aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçilerinden birine yapılır.” hükmüne yer verilmiştir.
İİK.’nun 134/2. maddesinde de; ihalenin feshinin, icra mahkemesinden şikayet yolu ile ihale tarihinden itibaren yedi gün içinde istenebileceği hükme bağlanmıştır. Ancak; aynı maddenin 7. fıkrasında satış ilanı tebliğ edilmemiş olması halinde şikayet müddetinin öğrenme tarihinden başlayacağı ifade edilmiş; bu sürenin ise her halükarda ihaleden itibaren bir seneyi geçemeyeceği öngörülmüştür
Somut olayda; borçlu adına çıkarılan satış ilanının dağıtıcı tarafından ”aynı konut altında birlikte oturduğunu…beyan eden tebellüğe ehil abisi N..K.. imzasına tebliğ edildi” kaydı ile 08.04.2015 tarihinde tebliğ edildiği görülmektedir. Bu durumda, muhatabın adreste bulunmadığı tebliğ evrakında tevsik edilmemiş olduğundan satış ilanı tebligatının Tebligat Kanunu’nun 16. maddesi uyarınca usulüne uygun yapıldığını söyleyebilme olanağı yoktur. Bunun yanında, her ne kadar anılan tebligatta N…K… borçlunun ağabeyi olarak gösterilmişse de şikayetçinin bu ismi taşıyan bir kardeşinin bulunmadığı dosya arasında yer alan nüfus aile kayıt tablosu içeriği ile sabittir. Diğer taraftan, mahkemece, tebliğ şerhinde belirtilen kişinin borçlunun ağabeyi N.. M…K.. olduğu ve isminin mazbataya yanlış yazıldığı kabul edilmek suretiyle sonuca gidilmiş ise de; dosyaya getirtilen borçlu M.. K.. ve ağabeyine ait mernis kayıtlarından her iki şahsın farklı adreslerde ikamet ettiği anlaşılmakta olup; adı geçenlerin aynı konutta oturduklarına ilişkin bir bilgi de bulunmamaktadır.
Öte yandan, İİK.’nun 127. maddesi gereğince; taşınmaz satışlarında, satış ilanının bir örneği borçluya tebliğ edilmelidir. Borçluya satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesi ise başlı başına ihalenin feshi sebebidir.
Ayrıca, borçlu, ihalenin feshi istemine dayanak yaptığı satış ilanı tebliğ işleminin usulsüzlüğü olgusunu,27.05.2015 tarihli satıştan sonra ve 04.06.2015 tarihinde öğrendiğini beyan ettiğine göre aynı gün icra mahkemesine yaptığı başvurunun İİK.’nun 134. maddesinin 7. fıkrasında öngörülen yasal sürede gerçekleştiği açıktır.
O halde, mahkemece yukarıda değinilen açıklamalar göz önünde bulundurularak şikayetin kabulü ile ihalenin feshine karar verilmesi gerekirken; yanılgılı değerlendirmeyle, şikayetin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK’nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.