Yargıtay Kararı 12. Hukuk Dairesi 2015/19307 E. 2015/23935 K. 12.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/19307
KARAR NO : 2015/23935
KARAR TARİHİ : 12.10.2015

MAHKEMESİ : İstanbul 19. İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 04/11/2014
NUMARASI : 2014/962-2014/1183

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının onanmasını mutazammın 02.06.2015 tarih, 2015/4974-15079 sayılı daire ilamının müddeti içinde tashihen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Sair karar düzeltme istemleri yerinde değil ise de;
Alacaklı banka tarafından borçlular aleyhine kredili mevduat sözleşmesi ve bireysel kredi sözleşmeleri nedeniyle düzenlenen gayrimenkul ipoteğinin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı takip başlatıldığı, borçlular vekilinin takibin iptali istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece istemin kabulü ile takibin iptaline karar verildiği anlaşılmaktadır.
4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanuna 4822 sayılı Yasanın 15. maddesi ile eklenen 10. maddesinde; “tüketici kredisi, tüketicilerin bir mal veya hizmet edinmek amacıyla kredi verenden nakit olarak aldıkları kredidir” şeklinde tanımlandıktan sonra maddede bu tür sözleşmelerin yapılma koşulları ile borcun muaccel kılınabilmesi ve temerrüt koşulları gibi farklı ve özel şartlara yer verilmiştir. Yasaya eklenen 10/A maddesinde; kredi kartı ve nakit çekim sureti ile kullanılan kredilerde 10. madde hükümlerinin uygulanacağı belirtildikten sonra, aynı Yasaya 21.02.2007 tarihli 5582 sayılı Yasanın 24. maddesi ile eklenen 10/B maddesinde ise; “Konut Finansmanı Sözleşmeleri” de bu yasa kapsamında değerlendirilerek, konut finansmanı sözleşmelerinin düzenlenme koşulları, borçlunun temerrüdü durumunda finansman sağlayan bankanın yükümlülükleri, borcun muaccel kılınabilmesinin ve muacceliyet uyarısının koşulları gibi hususlar özel olarak ve ayrıca düzenlenmiştir. Açıklandığı üzere Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun, kredi kartı ve “Konut Finansmanı Kredisi” gibi tüketici kredisi kullanan borçluları, diğer kredi borçlularından ayrı tutmak, tüketicinin koşullarını iyileştirmek ve kolaylaştırmak amacıyla geliştirilmiş özel bir yasa olup, bu kanun kapsamında verilen krediler nedeniyle borçluların temerrüde düşüp düşmedikleri, borcun muaccel olup olmadığı, muaccel olan borç miktarının ve faizinin, yapılan özel sözleşmelerin Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun koşullarında değerlendirilmesi gerekir.
İİK’nun 149. maddesi; “icra müdürü ibraz edilen akit tablosunun kayıtsız şartsız bir para borcu ikrarını ihtiva ettiği ve alacağın muaccel olduğunu anlarsa borçluya ve taşınmaz üçüncü bir şahıs tarafından rehnedilmiş veya taşınmazın mülkiyeti üçüncü şahsa geçmişse ayrıca bunlara birer icra emri gönderir” hükmünü düzenlemektedir.

Takibe konu ipotek, tüketici kredisi alacağının teminatı olarak düzenlenmiş olup, alacağın tüketici kredisi olması ve ipotek alacağının varlığı, miktarı ve muaccel olup olmadığı Tüketici Kanununa tabi olduğundan kayıtsız şartsız para borcu ikrarını içermediğinden bu tür bir ipoteğe dayalı olarak ilamlı takip yapılamaz. Ancak ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamsız takip yapılabilir. Borçluya İİK’nun 149/b maddesi uyarınca ödeme emri gönderilebilir.
Somut olayda, kredili mevduat sözleşmesi ve bireysel kredi sözleşmeleri kapsamında alınan limit ipoteğine dayalı olarak ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takibe geçilip borçlulara İİK.nun 149. maddesi kapsamında icra emri gönderilmiştir.
Yukarıda açıklandığı üzere alacağın varlığı ve miktarı 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında yargılama yapılmasını zorunlu kıldığından mahkemece bu yönde bir ilam alınmadan başlatılan takipte icra emrinin iptaline yerine takibin iptaline karar verilmesi isabetsiz ise de, anılan yanlışlıkların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından kararın düzeltilerek onanması yoluna gidilmesi gerekirken, kararın onandığı anlaşılmakla alacaklının karar düzeltme isteminin kısmen kabulü gerekmiştir.
SONUÇ : Alacaklının karar düzeltme isteminin kısmen kabulü ile Dairemizin 02.06.2015 tarih ve 2015/4974 Esas-2015/15079 Karar sayılı onama kararınının kaldırılmasına, İstanbul 19 İcra Hukuk Mahkemesi’nin 04.11.2014 tarih ve 2014/962 E.-2014/1183 K. sayılı kararının hüküm bölümünün (1) nolu bendinde yer alan “…takibin iptaline” sözcüklerinin karar metninden çıkarılmasına, yerine “icra emrinin iptaline” sözcüklerinin yazılmasına, kararın düzeltilmiş bu şekliyle İİK’nun 366. ve HUMK’nun 438. maddeleri uyarınca (ONANMASINA), 12/10/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.