Yargıtay Kararı 12. Hukuk Dairesi 2015/18856 E. 2015/24421 K. 14.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/18856
KARAR NO : 2015/24421
KARAR TARİHİ : 14.10.2015

MAHKEMESİ : Ankara 6. İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 25/05/2015
NUMARASI : 2015/482-2015/456

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Alacaklı tarafından genel haciz yoluyla ilamsız icra takibine başlandığı, örek 7 numaralı ödeme emrinin 15.08.2014 tarihinde borçluya tebliğ edildiği, borçlunun 22.08.2014 tarihinde henüz hakkındaki icra takibi kesinleşmeden Yapı ve Kredi Bankası Emekli Sandığı Vakfından aldığı maaştan kanuni oranda kesinti yapılmasına muvafakat ettiğini bildirdiği, alacaklının talebi üzerine icra müdürlüğünce 22.11.2014 tarihinde, borçlunun almakta olduğu maaşın ¼’ünün sıraya alınmaksızın haczine karar verildiği anlaşılmıştır.
506 Sayılı Kanun’un geçici 20.maddesi kapsamında kurulan sandıklar, 09.03.1983 gün ve 1983/1-1 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında da açıkça belirtildiği üzere, Sosyal Sigortalar Kurumu, Bağ-Kur ve TC. Emekli Sandığı gibi sosyal güvenlik kuruluşlarındandır.
Geçici 20.madde kapsamında olan sandıklar; bağlı bulundukları kuruluşların personeli ile ilgili olarak, 506 Sayılı Kanun’un sistematiği içinde Sosyal Sigortalar Kurumu’nun yüklendiği görevleri ve sağladıkları hakları yerine getirmek üzere kuruldukları için, sosyal güvenlik hukukunun temel ilkelerinin bu sandıklar için de geçerli olduğunun kabulü gerekir. Bu nedenle 506 Sayılı Kanun’un geçici 20.maddesi kapsamında kurulan sandıklarca bağlanan aylıkların 5510 Sayılı Yasa’nın 93/1.maddesi uyarınca haczi mümkün değildir.
Ancak 506 Sayılı Kanun’un 128.maddesi uyarınca kurulmuş olan sandıklardan alınan maaşların ise İİK. nun 83.maddesi uyarınca kısmen haczi mümkündür. Maaş üzerinde birden fazla haciz var ise sıraya konur. Sırada önde olan haczin kesintisi bitmedikçe sonraki haciz için kesintiye geçilemez. (İİK. m.83/2)
Kural olarak, İİK’nun 83/a maddesi uyarınca maaş haczine muvafakatin geçerli olması için “takibin kesinleşmesinden” ve şikayete konu haciz tarihinden sonra yapılmış olması zorunludur. (HGK. 31.3.2004 tarih 2004/12-202 E.196 K, 31.3.2004 tarih 2004/12-167 E. 185.K.)
Ancak, 5510 sayılı Yasa’nın 93/1.maddesinde “Bu Kanun gereğince sigortalılar ve hak sahiplerinin gelir, aylık ve ödenekleri, sağlık hizmeti sunucularının genel sağlık sigortası hükümlerinin uygulanması sonucu Kurum nezdinde doğan alacakları, devir ve temlik edilemez. Gelir, aylık ve ödenekler; 88 inci maddeye göre takip ve tahsili gereken alacaklar ile nafaka borçları dışında haczedilemez. Bu fıkraya göre haczi yasaklanan gelir, aylık ve ödeneklerin haczedilmesine ilişkin talepler, borçlunun muvafakati bulunmaması halinde, icra müdürü tarafından reddedilir.” düzenlemesi yer almaktadır. Buna göre, icra müdürü borçlunun önceden muvafakatinin bulunması halinde gelir, aylık ve ödenekleri üzerine haciz koyabilecektir. Dolayısıyla, 5510 sayılı Yasa gereğince ödenen emekli maaşları yönünden, İİK. nun 83/a maddesinde ki genel kuralın aksine, “takibin kesinleşmesinden sonra olmak koşulu ile” borçlunun haciz tarihinden önceki muvafakatinin geçerli olduğu sonucu ortaya çıkmaktadır.
Şu hale göre hacze muvafakatin geçerli olabilmesi için her iki halde de icra takibinin kesinleşmesinden sonra yapılması gerektiğine göre ve somut olayda, muvafakat tarihinde henüz takip kesinleşmediğine göre geçerli bir muvafakatten bahsedilemez.
Yapı ve Kredi Bankası Emekli Sandığı Vakfı, 506 Sayılı Kanun’un geçici 20.maddesi kapsamında kurulan sandık ise muvafakat geçersiz olduğundan, maaş üzerine haciz konulamaz.
Öte yandan, haczedilen maaşın alındığı sandık 506 Sayılı Kanun’un 128.maddesi uyarınca kurulmuş olsa dahi maaş üzerinde başka dosyadan haciz bulunduğuna göre geçerli bir muvafakat bulunmadığından o kesinti bitmeden bu dosya için kesinti yapılması mümkün değildir.
O halde mahkemece şikayetin kabulü yerine yazılı gerekçe ile reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK’nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.