Yargıtay Kararı 12. Hukuk Dairesi 2015/18456 E. 2015/29780 K. 30.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/18456
KARAR NO : 2015/29780
KARAR TARİHİ : 30.11.2015

MAHKEMESİ : İstanbul 4. İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 10/04/2015
NUMARASI : 2015/368-2015/347

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
Alacaklı tarafından borçlu hakkında yapılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takipte, borçlu (icra kefili), icra mahkemesine başvurusunda, kefaletin haciz baskısı altında usulsüz yapıldığını ve BK’nun 584. maddesinde belirtilen evli eşin rızası alınması şartının yerine getirilmediğini belirterek icra kefilliğinin ve icra emrinin iptalini istemiş, mahkemece kefaletin haciz baskısı altında verildiğine ilişkin iddianın dar yetkili icra mahkemesinde incelenemeyeceği, kefalete ilişkin olarak eşin yazılı rızasının alınmadığı ve haciz tutanağının icra kefilliğine ilişkin kısmının kefilin el yazısı ile yazılmadığı belirtilerek kefalet işleminin ve icra emrinin iptaline karar verildiği görülmektedir.
İİK’nun 38. maddesi gereğince icra dairesindeki kefaletler ilamların icrası hakkındaki hükümlere tabi olup; icra kefaletinin geçersizliği nedeniyle iptali talebi yargılamayı gerektirdiğinden bu husus ancak genel mahkemelerde ileri sürülebileceğinden şikayet yoluyla icra mahkemesinden iptali istenemez. Ancak, ilam hükmünde olan icra kefalet işleminin, ilamlı icra takibine konu edilebilmesi, bir diğer ifade ile icra kefiline icra emri tebliğ edilebilmesi için icra kefaletinin yasada öngörülen şekil şartlarına uygun olarak yapılmış olması gerekir.
Bu durumda, icra kefilliğinin iptali isteminin genel mahkemede yargılamayı gerektirdiği ve dar yetkili icra mahkemesinde dinlenemeyeceği açıktır.
Hal böyle olunca, mahkemece, yasaya aykırı olarak yapılan icra kefaletine dayanılarak borçluya gönderilen icra emrinin iptaline karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken, icra kefaletinin de iptali yönünde hüküm tesisi isabetsiz olup, mahkeme kararının bu nedenle bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından hükmün düzeltilerek onanması gerekmiştir.
SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile, İstanbul 4. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 10.04.2015 tarih ve 2015/368 E., 2015/347 K. sayılı kararının hüküm bölümünün 1. fıkrasında yer alan “icra kefaletinin ve” kelimelerinin karar metninden çıkarılmasına, kararın düzeltilmiş bu şekliyle İİK’nun 366. ve HUMK’nun 438. maddeleri uyarınca (ONANMASINA), mahkeme kararı düzeltilerek onandığından harç alınmasına yer olmadığına, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30/11/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.