Yargıtay Kararı 12. Hukuk Dairesi 2015/18109 E. 2015/23390 K. 06.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/18109
KARAR NO : 2015/23390
KARAR TARİHİ : 06.10.2015

MAHKEMESİ:İcra Hukuk Mahkemesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Şikayetçi borçlunun, sair itirazları yanında kendisine yapılan satış ilanı tebliğinin usulsüz olduğunu ileri sürerek, 16.02.2015 tarihli ihalenin feshini talep ettiği, mahkemece talebin reddine karar verildiği görülmüştür.Tebligat Kanunu’nun 21/1. ve Tebligat Yönetmeliği’nin 30/1. maddeleri uyarınca; yapılacak tebliğ işleminde muhatap adreste bulunmaz ise, adreste bulunmama nedeninin araştırılarak komşu (kapıcı, yönetici) beyanının alınması, beyanda bulunan komşunun mutlaka adı ve soyadının ve komşu olduğunun belirtilmesi ayrıca imzasının alınması ya da imzadan imtina durumunun tebligat parçasına yazılması gerekir. Aksi halde yapılan tebliğ işlemi geçersiz olur.Yine 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 10. maddesi uyarınca tebligat, muhatabın bilinen en son adresine yapılır. Bilinen son adresine tebligat yapılamaması halinde ise, adrese dayalı kayıt sistemi bilinen en son adres kabul edileceğinden, tebligat bu adrese yapılır. Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesine göre de; ”Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır. Ayrıca başkaca adres araştırması yapılmaz. 79. maddenin ikinci fıkrasına göre renkli bastırılan tebligat zarfında, adresin muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresi olduğu belirtilerek bu adrese tebligat yapılacağına dair meşruhata yer verilir.” Somut olayda; satış ilanı şikayetçi …’a 08.01.2015 tarihinde “Muhatabın adresinin kapalı olduğu, komşusu …’den sorulduğunda nerede olduğunun bilinmediği, sözlü beyanından anlaşıldığından tebliğ evrakı Tebligat Kanunu’nun 21. maddesi gereğince …Muhtarı …’na teslim edilmiş olup 2 nolu haber kağıdı muhatabın kapsısına yapıştırılmış ve en yakın komşusuna haber verilmiştir.” şerhiyle tebliğ edilmiştir. Tebligat mazbatasına, muhatabın adreste bulunmama sebebi ve tevziat saatinden sonra adrese dönüp dönmeyeceği, beyanda bulunan kişinin imzadan çekinme durumu belirlenmeden ve 2 nolu haber kağıdı kapıya yapıştırılıp evrak muhtara teslim edilerek tebliğ işlemi tamamlanmıştır. Bu hali ile belirtilen tebliğ işlemi Tebligat Kanunu’nun 21/1. ve Tebligat Yönetmeliği’nin 30 ve 35. maddeleri hükümlerine uygun yapılmamış olmakla usulsüz olduğu gibi, muhatabın daha önce yerleşim yeri adresine çıkartılmış bir satış ilanı tebliği olmadığından bu adrese TK’nun 21/2.maddesine göre tebligat yapılması mümkün değildir. Öte yandan satış ilanının yapıldığı gazetenin trajının düşük olduğuna yönelik iddianın araştırılmamış olması da doğru görülmemiştir.
İİK’nun 127. maddesi gereğince taşınmaz satışlarında, satış ilanının bir örnegi borçluya tebliğ edilmelidir. Dairemizin süreklilik arz eden içtihatlarına göre, borçluya satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesi başlı başına ihalenin feshi sebebidir.
O halde mahkemece, yukarıda açıklanan nedenlerle borçlu …’ın şikayeti kabul edilerek adı geçen yönünden ihalenin feshine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK’nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 06.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.