Yargıtay Kararı 12. Hukuk Dairesi 2015/16910 E. 2015/28377 K. 17.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/16910
KARAR NO : 2015/28377
KARAR TARİHİ : 17.11.2015

MAHKEMESİ:İcra Hukuk Mahkemesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
… tarafından … aleyhine 35.000.-TL asıl alacak ve 8.181.-TL işlemiş faizi için genel haciz yolu ile ilamsız takip başlatıldığı, borçlunun itirazı üzerine itirazın iptali davasında asıl alacak üzerinden takibin devamına karar verildiği, bu karar doğrultusunda borçlu …’nun icra mahkemesine başvurarak dosya borcunun 35.000.-TL asıl alacak üzerinden hesaplanmasını talep ettiği, … 1. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2013/403 E. sayılı kararı ile 8.181,25.-TL birikmiş faizin hesaplamadan çıkartılmak üzere iptaline karar verildiği, borçlu …’nun icra mahkemesinin kısa kararına dayanılarak 8.181,25.-TL nin iadesi için genel haciz yoluyla ilamsız icra takibine başlandığı, borçlunun icra dairesine itirazı ile duran takibin devamını sağlamak amacıyla alacaklının itirazın kaldırılması istemiyle icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, itirazın kaldırılmasına ve %20 inkar tazminatına hükmedildiği görülmüştür.
İİK’nun 68/1. maddesi gereğince; talebine itiraz edilen alacaklının takibi, imzası ikrar veya noterlikçe tasdik edilen borç ikrarını içeren bir senede yahut resmi dairelerin veya yetkili makamların yetkileri dahilinde ve usulüne göre verdikleri bir makbuz veya belgeye müstenit ise, alacaklı itirazın kaldırılmasını isteyebilir.Takip dayanağı belge icra mahkemesinin kısa kararına ilişkin duruşma tutanağı olup, HMK’nun 297 maddesindeki unsurları taşımadığı ve dolayısıyla ilam niteliğinde sayılmadığı, bu hali ile takip dayanağı belgenin İİK ‘nun 68/1. maddesinde yer alan ve alacaklıya itirazın kaldırılması olanağını tanıyan “borç ikrarını içeren” belge niteliğinde olmadığı görülmektedir.Diğer yandan alacaklı tarafından tahsil edilen paranın iadesi ancak İİK’nun 40. ve 361. maddelerine göre mümkündür.İİK’nun 361. maddesi gereğince; icra dairelerince borçludan fazla para tahsil olunarak alacaklıya verildiği yahut yanlışlıkla bir tarafa para tediye olunduğu hesap neticesinde anlaşılırsa, verilen para ayrıca hükme hacet kalmaksızın o kimseden geri alınır.Somut olayda, alacaklının İİK’nun 361. maddesi uyarınca borçlusu olduğu icra dosyasından icra mahkemesi kararı ile hesaplamadan çıkarılmak üzere iptaline karar verilen miktarın iadesini istemesi gerekirken bu miktarın iadesi için müstakil takip yapılması da usulsüz olduğundan alacaklının itirazın kaldırılması isteminin reddine karar verilmesi yerine yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK’nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17/11/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.