Yargıtay Kararı 12. Hukuk Dairesi 2015/1624 E. 2015/12392 K. 05.05.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/1624
KARAR NO : 2015/12392
KARAR TARİHİ : 05.05.2015

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Alacaklı tarafından çeke dayalı olarak keşideci borçlu hakkında kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibine başlandığı, örnek 10 numaralı ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun yasal sürede icra mahkemesine yaptığı başvuruda, takip dayanağı çekin lehtar tarafından rehin cirosu ile teminat olarak alacaklı bankaya verildiğini, menfi tespit davasında verilen tedbir kararı gereğince takibe konu edilemeyeceğini ileri sürerek takibin iptali isteğinde bulunduğu, mahkemece takip dayanağı çekin rehin cirosu ile alacaklı bankaya verildiği, çekin rehin cirosu ile devrinin mümkün olmadığı gerekçesiyle takibin iptaline karar verildiği anlaşılmaktadır.
Takip dayanağı çekin incelenmesinde; keşidecisinin S.. Ç.., lehtarının A..Tarım Ürünleri Ltd. Şti. olduğu, lehtarın cirosu ile takip yapan alacaklı .. Bankası’na geçtiği ve alacaklının yetkili son hamil olduğu görülmektedir.
Hamilin icra takibi yapabilmesi için haklı hamil olması gerekmeyip yetkili hamil olması yeterlidir. TTK’ nun 818. maddesinin göndermesiyle çekler hakkında da uygulanması gereken aynı kanunun 687. maddesi gereğince, keşideci borçlu, lehtara ve cirantalara karşı ileri sürebileceği şahsi def’ilerini, iyiniyetli hamile karşı ileri süremeyeceği gibi, keşidecinin, lehtar ciranta ile hamil arasındaki ilişkilere dayanarak def’ide bulunamayacağı da açıktır.
Diğer yandan Asliye Ticaret Mahkemesinde görülen menfi tespit davasında da çekin ibrazı halinde ödenmemesi yönünde tedbir kararı verildiği, takip yapılmaması yönünde verilen bir tedbir kararının da bulunmadığı görülmüştür.
Hal böyle olunca, mahkemece, şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ :Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK’nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05.05.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.