Yargıtay Kararı 12. Hukuk Dairesi 2015/14792 E. 2015/26846 K. 05.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/14792
KARAR NO : 2015/26846
KARAR TARİHİ : 05.11.2015

MAHKEMESİ : Eskişehir 2. İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 12/03/2015
NUMARASI : 2014/678-2015/149

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
Şikayetçi icra kefili, icra mahkemesine başvurusunda; 15/10/2014 tarihli icra kefalet işleminin geçersiz olduğunu ileri sürerek anılan işlemlerin iptali isteğinde bulunmuş, mahkemece, icra kefilinin evli olduğu ve eşinin rızasının bulunmadığı icra kefaletinin ve buna bağlı olarak yapılan işlemlerin geçerli olmadığı belirtilerek icra kefilliğinin iptaline karar verildiği anlaşılmaktadır.
İİK’nun 38.maddesi gereğince, icra dairesindeki kefaletler ilamların icrası hakkındaki hükümlere tabi olup; icra kefaletinin geçersizliği nedeniyle iptali istemi yargılamayı gerektirdiğinden, genel mahkemede ileri sürülebilecek bir husus olup, şikayet yoluyla icra mahkemesine başvurularak iptali talep edilemez.
Ancak, İİK’nun 38. maddesi uyarınca ilam hükmünde olan icra kefalet işleminin, ilamlı icra takibine konu edilebilmesi, bir diğer ifade ile icra kefiline icra emri tebliğ edilebilmesi için icra kefaletinin yasada öngörülen şekil şartlarına uygun olarak yapılmış olması gerekir.
Bu durumda, şikayetçi, icra kefilliğinin iptali isteminde bulunmuş ise de; bu hususun incelenmesinin genel mahkemede yargılamayı gerektirdiği ve dar yetkili icra mahkemesinde dinlenemeyeceği açıktır.
Öte yandan, 15/10/2014 tarihli haciz sırasında, şikayetçinin icra kefili olduğu kefalet tarihinde evli olduğu anlaşılan şikayetçinin eşinin kefilliğe ilişkin rızasının bulunmadığı görülmekte olup; bu haliyle, kefalet tutanağının, kefaletin şeklini düzenleyen Türk Borçlar Kanunu’nun 583. ve 584. maddelerinde belirtilen şartlarda düzenlenmediği anlaşılmaktadır. Esasen bu husus, mahkemenin de kabulündedir.
Hal böyle olunca, mahkemece, yalnız icra emrinin iptaline karar verilmesi ile yetilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir ise de, bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekmiştir.
SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile Eskişehir 2. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 12.03.2015 tarih ve 2014/678 E. – 2015/149 K. sayılı kararının hüküm bölümünün (1) no’lu bendindeki “davacının icra kefilliğinin iptaline” kısmının karar metninden çıkarılmasına, “İcra kefili N.. A..’a gönderilen icra emrinin iptaline” cümlesinin yazılmasına, kararın düzeltilmiş bu şekliyle İİK’nun 366. ve HUMK’nun 438. maddeleri uyarınca (ONANMASINA), mahkeme kararı düzeltilerek onandığından harç alınmasına yer olmadığına, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05/11/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.