Yargıtay Kararı 12. Hukuk Dairesi 2015/13409 E. 2015/24903 K. 19.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/13409
KARAR NO : 2015/24903
KARAR TARİHİ : 19.10.2015

MAHKEMESİ : Bingöl İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 26/03/2015
NUMARASI : 2014/109-2015/26

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı ve borçlu M.. Ö.. tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
İİK’nun 168/5. maddesine dayalı olarak borca itiraz edilmesi halinde, itiraz hakkında İİK’nun 169/a maddesinin uygulanması gerekmekte olup; anılan maddenin 5. fıkrasında “İtirazın kabulü kararı ile takip durur” hükmüne yer verilmiştir.
Öte yandan, İİK’nun 169/a-6. maddesinde, borçlunun itirazının icra mahkemesince esasa ilişkin nedenlerle reddi halinde takibin muvakkaten durdurulmuş olması koşuluyla alacaklının isteği üzerine borçlunun takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edileceği düzenlemesi öngörülmüştür.
Somut olayda, alacaklı tarafından borçlular hakkında bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibine başlandığı, örnek 10 numaralı ödeme emrinin tebliği üzerine borçlu şirketin yasal sürede icra mahkemesine yaptığı başvuruda, sair şikayetleri ile birlikte takibe dayanak bononun taraflar arasında düzenlenen taahhütname sebebiyle teminat amacıyla alacaklıya verildiğini ileri sürerek takibin iptali isteminde bulunduğu,diğer borçlu M.. Ö..’nun ise; takip konusu bonoda keşideci, aval veren ya da ciranta sıfatıyla isminin ve imzasının bulunmadığını ve bu nedenle, borçtan sorumlu tutulamayacağından bahisle borca itiraz ettiği, mahkemece, borçlulardan M.. Ö.. yönünden, İİK’nun 168/5. maddesi gereğince yasal 5 günlük süreden sonra gerçekleşen istemin süre aşımı sebebiyle reddine karar verildiği, ayrıca adı geçen borçlu aleyhine tazminata hükmedildiği, borçlu şirket bakımından ise; teminat iddiası yerinde görülerek anılan borçlu şirket hakkındaki takibin iptaline karar verildiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda, borçlu M.. Ö..’nun borca itirazı süreden reddedildiğinden İİK’nun 169/a-6. maddesinin açık hükmü gereğince adı geçen borçlunun tazminat ile sorumlu tutulması doğru değildir.
Diğer taraftan, mahkemece, borçlu N.. Kazan Tank ve Mak. San. Tic. Ltd. Şti.’nin İİK’nun 168/5. maddesine dayalı borca itirazı kabul edildiğine göre, İİK’nun 169/a-5. maddesi uyarınca söz konusu borçlu hakkındaki takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken; takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.

Mahkeme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle bozulması gerekir ise de;anılan yanlışlıkların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından,kararın düzeltilerek onanması yoluna gidilmiştir.
SONUÇ : Alacaklının ve borçlu M.. Ö..’nun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile Bingöl İcra Hukuk Mahkemesi’nin 26/03/2015 tarih ve 2014/109 E., 2015/26 K. sayılı kararının hüküm bölümünün birinci bendinde yer alan, “İPTALİNE” sözcüğünün karar metninden çıkarılmasına, yerine “DURDURULMASINA” sözcüğünün yazılmasına, yine,anılan kararın hüküm bölümününde yer alan ”tazminata” ilişkin 3 numaralı bendinin karar metninden tamamen çıkarılmasına, kararın düzeltilmiş bu şekliyle İİK’nun 366. ve HUMK’nun 438. maddeleri uyarınca (ONANMASINA), mahkeme kararı düzeltilerek onandığından harç alınmasına yer olmadığına, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19/10/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.