Yargıtay Kararı 12. Hukuk Dairesi 2015/12779 E. 2015/24899 K. 19.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/12779
KARAR NO : 2015/24899
KARAR TARİHİ : 19.10.2015

MAHKEMESİ : Kayseri 1. İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 19/06/2014
NUMARASI : 2014/322-2014/521

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklının tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Şikayet istemine konu olan 3272 parsel sayılı taşınmaz üzerine 11.03.2013 tarihinde ihtiyati haciz konulduğu, sözü edilen ihtiyati haciz tarihi itibariyle taşınmazın borçlu M.. E… adına kayıtlı olduğu, bilahare Kayseri 5. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 07.05.2009 tarih ve 2008/200 Esas ve 2009/123 Karar sayılı ilamı ile ” … parsel 3272 ‘de kayıtlı … taşınmazın tamamı ile … toplam 641.750,00 TL malvarlığı ile … vakıf senedi ve … tadil senedi ile kurulan Mustafa Eraslan Eğitim, Kültür, Sanat ve Sağlık Vakfının tesciline…” karar verildiği ve anılan ilamın 17.07.2009 tarihinde kesinleştiği; ancak, taşınmazın şikayetçi 3. kişi vakıf adına tapuya tescilinin sağlanmadığı görülmektedir.
4721 Sayılı TMK’nun 705. maddesine göre; “Taşınmaz mülkiyetinin kazanılması tescille olur. Miras, mahkeme kararı, cebri icra, işgal, kamulaştırma halleri ile kanunda öngörülen diğer hallerde, mülkiyet tescilden önce kazanılır. Ancak, bu hallerde malikin tasarruf işlemleri yapabilmesi, mülkiyetin tapu kütüğüne tescil edilmiş olmasına bağlıdır.”
Hukuk Genel Kurulu’nun 07.04.2004 tarih ve 2004/12-210 E.- 2004/208 K. sayılı kararında ise; taşınmazın borçlunun borcu nedeniyle haczedilebilmesi için haciz tarihinde borçlu adına kayıtlı olması zorunlu olduğu vurgulanmıştır.
Somut olayda, yukarıda değinilen yasal düzenleme uyarınca, şikayetçi vakıf, kesinleşen mahkeme ilamı ile tescilden ve dolayısıyla ihtiyati haciz tarihinden önce şikayete konu taşınmaz mülkiyetini kazanmış bulunmaktadır. Ne var ki, aynı yasal düzenleme, yeni malikin tasarruf işlemlerini yapabilmesini mülkiyetin tapu kütüğüne tescil edilmiş olması şartına bağlamış bulunmaktadır. Bu durumda, şikayetçi vakfın mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tescil edilmediği dosya kapsamıyla sabit olduğuna göre, 3. kişi vakfın henüz şikayet hakkı doğmamıştır. Dolayısıyla, şikayetçinin icra mahkemesine başvurarak haczin kaldırılmasını talep edemeyeceği açıktır.
Hal böyle olunca, mahkemece, şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle, şikayetin kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK’nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), harç alınmasına yer olmadığına, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.