Yargıtay Kararı 12. Hukuk Dairesi 2015/12446 E. 2015/26845 K. 05.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/12446
KARAR NO : 2015/26845
KARAR TARİHİ : 05.11.2015

MAHKEMESİ:İcra Hukuk Mahkemesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :Alacaklının talebi üzerine icra müdürlüğünce borçlunun hak ve alacaklarının haczi için 3. kişiye haciz müzekkeresi gönderildiği, 3. kişi tarafından icra mahkemesine yapılan başvuruda haczin kaldırılmasının talep edildiği, mahkemece “şikayetçi Kurumun Ulusal Kalkınma Plan, Program ve Stratejilerinde öngörülen ilke ve hedefler çerçevesinde AB ve Uluslararası kuruluşlardan sağlanan kaynakları da kapsayacak şekilde kırsal Kalkınma Programlarının uygulanmasına yönelik faaliyetleri gerçekleştirmek üzere 5648 Sayılı Kanunla 04.05.2007 tarihinde kurulmuş tüzel kişiliğe sahip kurum olduğu, kısa adıyla … (Tarım ve Kırsal Kalkınma Programı) kurumun faaliyetlerinden olduğu, Türkiyenin Avrupa Komisyonu ile bu programı imzalamış olmakla milletlerarası anlaşma vasfına haiz olan sektörel anlaşma kapsamı ile Anayasamızın 90.maddesinde belirtilen anlaşmaların kanun hükmünde sayılması sonucunu doğurup kanunla aynı yaptırıma tabi olduğu, kurum nezdindeki faydalanıcı alacağının İİK.nun 89/1. maddesi kapsamında kalacak şekilde borçlunun 3.kişideki haczi kabil alacağı olarak kabulünün mümkün olmadığı,destek alacağının yukarıda izah edilen usulü hükümlerden aykırı olarak icra dairesinin belirttiği hesaba aktarılmasının Sektörel Anlaşmanın Türkiye Cumhuriyeti tarafından ihlali niteliği sonucunu doğuracağı, gerekçesi ile haciz kararı, haciz müzekkeresi ve tebliğ işleminin iptaline” karar verildiği görülmektedir.Borçlunun üçüncü kişi nezdindeki alacakları taşınır niteliğinde olduğundan, takibin kesinleşmesinden sonra alacaklı, İİK.nun 78. ve müteakip maddeleri gereğince üçüncü kişiye yazılacak bir haciz yazısı ile haciz konulmasını isteyebileceği gibi, üçüncü kişiye İİK.nun 89. maddesine göre haciz ihbarı gönderilmek suretiyle de haczini talep edebilir. Borçlunun, üçüncü kişi nezdinde ileride doğması muhtemel alacaklarının haczi ise ancak İİK.’nun 78. maddesi kapsamında gönderilecek haciz yazısı ile mümkündür.
Her iki hal İİK.’nun farklı maddelerinde düzenlenmiş olup, sebep ve sonuçları değişiklik arz eder. İİK.’nun 78. maddesi gereği 3.kişiye doğrudan haciz müzekkeresi gönderilmek suretiyle, borçluya ait hak ve alacaklar üzerine haciz konulması halinde, 3.kişi tarafından yapılması gereken, borçluya ait hak ve alacak var ise haciz gereği işlem yapmak, yok ise haczedilecek mal ve hak bulunmadığını icra dairesine bildirmektir. İİK.’nun 89.maddesinden farklı olarak, 3.kişinin doğrudan İİK.’nun 78.maddesine göre istenen haciz nedeniyle anılan işlemlerin dışında herhangi bir sorumluluğu bulunmamaktadır. Başka bir anlatımla, haciz yazısına cevap vermemesi halinde 3.kişi nezdinde kesinleşen haciz konusu bir alacak yoktur. Somut olayda, 3. kişiye gönderilen 10/03/2015 tarihli müzekkere 89/1 haciz ihbarnamesi mahiyetinde olmayıp, İİK.nun 78. maddesi kapsamında haciz müzekkeresi niteliğinde olduğundan, 3. kişinin, nezdinde borçlunun alacağı var ise haciz talebini yerine getirmesi, aksi halde hiçbir işlem yapmaması gerekir. Bu durumda şikayetçiye gönderilen haciz müzekkeresi 3. kişi aleyhine İİK.nun 89. maddesindeki sonuçları doğurmayacağından, iptalini istemesinde hukuki yararı yoktur.
SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK’nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05/11/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.