Yargıtay Kararı 12. Hukuk Dairesi 2015/12287 E. 2015/16955 K. 18.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/12287
KARAR NO : 2015/16955
KARAR TARİHİ : 18.06.2015

MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlular tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı tarafından kredi sözleşmesine dayalı olarak başlatılan genel haciz yoluyla takibe karşı borçlunun, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği ve ödeme emri ile birlikte takip dayanağı belgelerin örneğinin gönderilmediğini belirterek ödeme emri ve takibin iptali istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, şikayetin süre aşımından reddedildiği anlaşılmaktadır.
7201 Sayılı Tebligat Kanunu’nun 32. maddesi gereğince tebliğ, usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Görüldüğü üzere, usulsüz yapılan tebliğ, mutlaka batıl olmayıp, muhatap tarafından öğrenildiği tarihte geçerli olacaktır (HGK’nun 05/06/1991 tarih, 1991/12-258 E.-1991/344 K.). Öte yandan, usulsüz tebliğe ilişkin şikayetin, İİK’nun 16/1. maddesi uyarınca tebligatın usulsüzlüğünden haberdar olunduğu tarihten itibaren yedi günlük süre içerisinde icra mahkemesine bildirilmesi gerekir.
Somut olayda, borçlular vekili icra mahkemesine başvurusunda, ödeme emrinin 18/12/2014 tarihinde tebliğ edildiğini yasal sürede icra müdürlüğüne itirazlarını sunduklarını, ancak, ödeme emri ekinde borçlulara takip dayanağı belgelerin gönderilmediğini beyan etmiştir. Daha sonra 30/12/2014 tarihli dilekçesinde ise, icra dosyasına yapılan itirazın kabul edilmediğini, icra müdürlüğü nezdinde yapılan aramalara rağmen dosya bulunamadığından … üzerinden gönderilen ve … tebligat bilgilerinden, usulsüz tebligat hükmünde olsa da, tebliğ tarihinin 18/12/2014 olarak kayıtlı olması nedeniyle bu tarihe göre yapılan itirazlarının süresinde olduğunu, daha sonra dosya muhteviyatı incelendiğinde borçlular ile birlikte oturmayan ve tanınmayan bir şahıs tarafından tebligatların alındığının öğrenildiğini, öğrenme tarihi 23/12/2014 olduğundan bu tarihin esas alınması gerektiğini belirtmiştir. Alacaklı vekili de cevap dilekçesinde, benzer şekilde dosyada işlem yapmak istediklerinde icra dosyasının bulunamadığı hususunu doğrulamıştır.
Her ne kadar, borçlular vekili şikayet dilekçesinde ödeme emri tebliğinin usulsüzlüğüne ilişkin bir iddia da bulunmamış ise de, öğrenme tarihi olarak bildirilen 23/12/2014 tarihinden itibaren yasal yedi günlük sürede 30/12/2014 tarihinde usulsüz tebliğe ilişkin beyanlarını sunmuş olmakla bu yöndeki şikayetin incelenmesi gereklidir.
O halde, mahkemece, öncelikle ödeme emrinin usulüne uygun tebliğ edilmediği yolundaki şikayetin incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile istemin süre aşımından reddi isabetsizdir.
SONUÇ : Borçluların temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK’nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18/06/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.