YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/7151
KARAR NO : 2013/10863
KARAR TARİHİ : 22.03.2013
MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklının, borçlu hakkında başlattığı kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibinde; borçlunun, ödeme emrinin ikametgah adresi farklı olan ve kendisinden ayrı yaşayan kardeşi …’ün iş yeri adresinde tebliğ edildiği için tebligatın usulsüz olduğunu da ileri sürerek takipte istenen %48 faiz oranına itiraz ettiği, mahkemece istemin süresinde olmadığından bahisle reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
7201 Sayılı Tebligat Kanunu’nun 32.maddesi gereğince, tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılır. Muhatabın beyan ettiği öğrenme tarihi tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Hukuk Genel Kurulu’nun 12.02.1969 tarih ve 1967/172-107 sayılı kararında da benimsendiği üzere öğrenme tarihinin aksi tanık beyanıyla ispat edilemez.
Öte yandan 6100 Sayılı HMK’nun 297/2. maddesine göre, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden herbiri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.
Bu durumda mahkemece öncelikle borçlunun ödeme emri tebligatının usulsüzlüğüne ilişkin iddiası üzerinde durulup, bu konuda tarafların göstereceği delil ve belgeler incelenerek tebligatın usulüne uygun olup olmadığı tartışılmalı, tebligatın usulüne uygun olmadığının anlaşılması halinde, tebliğ tarihi yukarıda açıklanan tebligat kanunu hükmü uyarınca düzeltilerek, düzeltilen bu tarihe göre, itirazın süresinde olduğu tespit edilirse işin esasına girilerek borçlunun faize yönelik itirazı hakkında karar verilmeli; ödeme emri tebligatının usulüne uygun olduğu belirlendiği takdirde ise şimdiki gibi itirazın süre yönünden reddine karar verilmelidir.
O halde mahkemece, ödeme emri tebligatının usulsüzlüğüne yönelik şikayet hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde itirazın süreden reddine karar verilmesi isabetsizdir.
SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK’nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22/03/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.