Yargıtay Kararı 12. Hukuk Dairesi 2013/33192 E. 2013/40274 K. 17.12.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/33192
KARAR NO : 2013/40274
KARAR TARİHİ : 17.12.2013

MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
Şikayetçi borçlunun icra mahkemesine başvurusunda satış ilanı tebligatının usulsüz olduğunu, ilanların usule uygun olmadığını, belediye ilanının yapılmadığını, alacaklı adına ihaleye girenin yetkili olup olmadığının belli olmadığını, Hassa Adliyesi’nin giriş kapısıyla Hükümet Konağı’nın giriş kapısının farklı olup katılımcıların çelişkiye düştüğünü belirterek ihalenin feshini istediği anlaşılmıştır.
7201 Sayılı Tebligat Kanunu’nun 12. maddesine göre, hükmi şahıslara tebligat selahiyetli mümessillerine, bunlar birden fazla ise yalnız birine yapılır. Aynı kanunun 13. maddesine göre de, tebliğ yapılacak bu kişiler, herhangi bir sebeple mutad iş saatlerinde işyerinde bulunmadıkları veya o sırada evrakı bizzat alamayacak bir halde oldukları takdirde, tebliğ orada hazır bulunan memur ve müstahdemlerinden birine yapılır. Tebligat Yönetmeliğinin 21. maddesinde de, tüzel kişi adına, tebligatı kabul edecek kişi herhangi bir sebeple mutad iş saatlerinde bulunmadığı veya o sırada evrakı bizzat alamayacak durumda olduğu takdirde tebliğin, orada hazır bulunan memur veya müstahdemlerinden birine yapılacağı, kendisine tebliğ yapılacak memur veya müstahdemin tüzel kişinin o yerdeki teşkilatı veya personeli içinde vazife itibariyle tüzel kişinin yetkilisinden sonra gelen kimse veya evrak müdürü gibi esasen bu kabil işlerle vazifelendirilmiş biri olması lazım geldiği, bunların da bulunmadığı tebliğ mazbatasında tespit edilmek şartıyla, o yerdeki diğer memur veya müstahdemlerinden birine yapılacağı hüküm altına alınmıştır.
Somut olayda, borçlu şirkete çıkarılan satış ilanı tebligatının 18.07.2012 tarihinde ”aynı konutta birlikte sakin şirketin ehil ve yetkili işçisi …imzasına” şerhi ile tebliğ edildiği görülmektedir. Buna göre Tebligat Kanunu’nun 12 ve 13.maddeleri ile Tebligat Yönetmeliğinin 21 .maddesinde belirtildiği şekilde, evrakı almaya yetkili bir kişinin olup olmadığı araştırılmaksızın ve yetkili kişi yok ise bu husus tebliğ evrakına şerh edilmeksizin tebliğ işlemi gerçekleştiğinden yapılan tebligat usulsüzdür.
…nun 127. maddesi gereğince taşınmaz satışlarında, satış ilanının bir örneği borçluya tebliğ edilmelidir. Borçluya satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesi başlı başına ihalenin feshi sebebidir.
Ayrıca İİK. nun 126.maddesi taşınmaz ihalelerinde artırma ilanının ne şekilde yapılacağını düzenlemiştir. Anılan maddede, ilanın, satıştan en az bir ay önce yapılacağı açıklanmıştır. Anılan maddenin son fıkrası göndermesi ile taşınmaz ihalelerinde de uygulanması zorunlu olan 114.maddenin ikinci fıkrası gereğince ilanın şekli, artırmanın tarzı, yer ve günü, gazete ile yapılıp yapılmayacağı icra müdürlüğünce tarafların menfaatlerine en uygun olanı dikkate alınarak tayin edilir.
Bu nedenle, icra müdürlüğünce taşınmazın satış ilanının adliye ilan tahtası ve belediyede de ilanına karar verilmesi halinde, bu hususun yerine getirilmesi zorunludur.
İcra müdürlüğünce 06.07.2012 tarihli satış kararında satışın belediyede ve adliye ilan tahtasında ilanına karar verilmesine ve ilan konusunda belediyeye müzekkere de yazılmasına rağmen takip dosyasında anılan ilanların yapıldığına ilişkin herhangi bir belgeye rastlanmamıştır.
O halde mahkemece şikayetin kabulü ile ihalenin feshine karar verilmesi gerekirken reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
Öte yandan, HMK’nun 297. maddesinin (1). fıkrasının (e) bendi gereği hükümde “gerekçeli kararın yazıldığı tarihin” yer alması zorunlu olup, kanunun bu emredici hükmüne aykırı davranılması da doğru bulunmamıştır.
SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17.12.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.