Yargıtay Kararı 12. Hukuk Dairesi 2013/31202 E. 2013/37362 K. 26.11.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/31202
KARAR NO : 2013/37362
KARAR TARİHİ : 26.11.2013

MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Şikayetçi icra kefili, kefalet tutanağının Borçlar Kanunu’nun aradığı şartlarda olmadığını ileri sürerek icra kefaletinin iptalini ve emekli maaşına konulan haczin kaldırılmasını talep etmiş, mahkemece yapılan yargılama sonunda emekli maaşındaki haczin kaldırılmasına karar verilmiş, ancak icra kefaletinin geçerli olduğundan dolayı bu konudaki istemin reddine karar vermiştir.
İİK’nun 38. maddesi hükümleri icra kefaletlerinin müteselsil kefalet hükmünde olduğunu ve ilamların icrası hakkındaki hükümlere tabi bulunduğunu düzenlemektedir. İcra kefilliğine ilişkin düzenlemeler ilamların icrasına ilişkin hükümlere tabi olup buna ilişkin başvurular ise ilama aykırılık iddiası olup, İİK’nun 16/2. maddesi uyarınca süresiz şikayete tabidir.
İcra kefaletinin amacı, icra takibine konu edilen ve anında ödenemeyen bir borcun üçüncü kişi (icra kefili) tarafından ödenmesini sağlamaya yöneliktir. İİK’nun 38.maddesinde kefeletin şekli hakkında özel bir hüküm bulunmadığından 6098 sayılı BK’nun 583 maddesi hükmü icra kefilliği içinde geçerlilik şartıdır. Anılan maddenin birinci fıkrasına göre; “Kefalet sözleşmesi yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azami miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmaz. Kefilin sorumlu olduğu azami miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısı ile belirtmesi şarttır.”. Aynı yasanın 584.maddesinde de eşin rızasının da en geç kefalet anında alınması gerektiği hususu hüküm altına alınmıştır.
Somut olayda, borçlu icra kefaleti için icra müdür yardımcısının tuttuğu tutanağa göre icra kefili olmak istediğini belirtmişse de söz konusu tutanakta kefalet tarihinin olmadığı gibi müteselsil kefil olarak yükümlülük altına girdiğine ilişkin kendi el yazısıyla bir ifadenin yazılmadığı gibi evli ise eşinin rızasının alınıp alınmadığı hususu da belli değildir.
O halde mahkemece, icra kefaleti yönünden de istemin kabulüne karar vermek gerekirken yazılı gerekçeyle reddi isabetsizdir.
SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366 ve HUMK.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26.11.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.