Yargıtay Kararı 12. Hukuk Dairesi 2013/2136 E. 2013/11749 K. 28.03.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/2136
KARAR NO : 2013/11749
KARAR TARİHİ : 28.03.2013

MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
İtiraz eden vekilinin müvekkili şirket aleyhine kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip başlatıldığını, takip dayanağı senet üzerindeki imzanın müvekkili şirket yetkilisine ait olmadığını iddia ederek takibin iptaline karar verilmesini talep ettiği, mahkemece takibe konulan senet üzeindeki imzanın şirket yetkilisine ait olmadığı gerekçesiyle itirazın kabulüne karar verildiği görülmüştür.
Kambiyo senetlerine dayalı olarak başlatılan takiplerde imzaya itiraz, İİK.nun 170. maddesinde düzenlenmiş olup bu maddenin üçüncü fıkrasında, icra mahkemesince imza incelemesinin aynı kanunun 68/a maddesinin dördüncü fıkrasına göre yapılması gerektiğine işaret edildiği,İİK.nun 68/a maddesinin dördüncü fıkrasında ise; “İmza tatbikinde Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun bilirkişiye ait hükümleri ile 309. maddesinin 2., 3. ve 4. fıkraları ve 310, 311 ve 312. maddeleri hükümleri uygulanır.” hükmü yer aldığı, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 447/2. maddesinde yer alan “Mevzuatta, yürürlükten kaldırılan 18/6/1927 tarihli ve 1086 Sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununa yapılan yollamalar, Hukuk Muhakemeleri Kanununun bu hükümlerin karşılığını oluşturan maddelerine yapılmış sayılır.” hükmü gereğince uygulanması gereken aynı kanunun 211. maddesinde ise imza incelemesinin yönteminin gösterildiği, buna göre hakimin bilirkişi incelemesine karar vermesi halinde önce, imzası incelenecek kişiye ait karşılaştırma yapmaya elverişli yazı ve imzaları ilgili yerlerden getirteceği,. bilirkişinin bu yazı ve imzalarla o mahkemede uygulamalı olarak temin edilen yazı ve imzaları esas alarak incelemesini yapacağı, bilirkişinin gerekli görmesi halinde kendi huzurunda ilgili kişinin yeniden yazı ve imza örneklerini almak için mahkemeden talepte bulunabileceği ve buna göre raporunu hazırlayacğı anlaşılmaktadır.
Ayrıca imza incelemesinde sağlıklı bir sonuca ulaşılabilmesi için öncelikle senedin keşide tarihinden öncesine ilişkin imzası incelenecek kişinin uygulamaya elverişli imzalarını taşıyan belgeler, keşide tarihine en yakın tarihli olanından başlayarak bilirkişice mukayeseye esas alınmalıdır. Senedin keşide tarihinden öncesine ilişkin belge bulunamazsa, daha sonraki tarihli belgeler, uygulamaya elverişli imza örneği taşıyan herhangi bir belge temin edilemez ise de borçlunun duruşmada alınan imza ve yazı örnekleri üzerinden inceleme yapılmalıdır.Yerleşik Yargıtay kararlarına göre fotokopi üzerinden imza incelemesi yapılması mümkün değildir. Bu nedenle imza incelemesinin belge asıllarının getirtilerek incelemenin bunlar esas alınarak yapılması gerekir.Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 30.05.2001 gün 2001/12-436 E., 2001/467 K. ve 06.06.2001 tarih ve 2001/12-466 E., 2001/483 K. sayılı kararlarında da belirtildiği gibi bir belgedeki imza veya yazının atfedildiği kişiye ait olup olmadığı hususunda yapılacak bilirkişi
incelemesinin, konunun uzmanınca ve yeterli teknik donanıma sahip bir laboratuar ortamında, optik aletler ve o incelemenin gerektirdiği diğer cihazlar kullanılarak, grafolojik ve grafometrik yöntemlerle yapılması, bu alet ve yöntemlerle gerek incelemeye konu ve gerekse karşılaştırmaya esas belgelerdeki imza veya yazının tersim, seyir, baskı derecesi, eğim, doğrultu gibi yönlerden taşıdığı özelliklerin tam ve kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenip karşılaştırılması; sonuçta, imza veya yazının atfedilen kişiye ait olup olmadığının, dayanakları gösterilmiş, tarafların, mahkemenin ve Yargıtay’ın denetimine elverişli bir raporla ortaya konulması, gerektiğinde karşılaştırılan imza veya yazının hangi nedenle farklı veya aynı kişinin eli ürünü olduğu veya eli ürünü olmadığı fotoğraf ya da diğer uygun görüntü teknikleriyle de desteklenmesi şarttır. İmza incelemesine esas teşkil edecek belgelerin tamamlanması konusunda Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 26.04.2006 gün ve 2006/12-259 E. 2006/231 sayılı kararında da açıklandığı üzere, “imzanın borçluya ait olduğunu” kanıtlama külfetinin alacaklıya ait olduğu gözardı edilmemeli ve ispat yükünü ters çevirecek bir uygulamaya da gidilmemelidir ( Hukuk Genel Kurulu’nun 06.02.2008 gün ve 2008/12-77 E. 2008/90 sayılı kararı).
Somut olayda, alacaklının cevap dilekçesinde ve ilk duruşmada, borçluya ait mukayese imzaların … 5. İcra Hukuk Mahkemesinin 2009/700 Esas sayılı dosyasınde ve bu dosya ile ilgili bulunan … 27. İcra Müdürlüğünün 2009/5886 sayılı dosyasında bulunduğu belirtildiğine göre öncelikle bu dosyaların getirtilmesi ve söz konusu dosyalardaki belge asılları temin edilerek bilirkişi incelemesi yaptırılması gerekirken anılan dosyaların bilirkişi incelemesi yaptırıldıktan sonra dosya arasına getirtilmesi doğru değildir. Ayrıca hükme esas alınan bilirkişi raporunda, 13 adet bononun tanzim tarihi 13.01.2009 olarak belirtilmiş ise de, takibe dayanak 4 adet bononun 29.12.2008 tanzim tarihli olduğu görülmektedir. Yine bilirkişi raporunda takibe konu her bir senet ayrı ayrı mukayeseye tabi tutulması gerekirken toplu halde değerlendirme yapılarak rapor tanzim edilmiştir. Bu hali ile rapor takibe dayanak her bir bono yönünden tarafların, mahkemenin ve Yargıtay’ın denetimine elverişli değildir. Alacaklı tarafından da yeniden imza incelemesi yapılması talep edildiğine göre, mahkemece, yukarıda açıklanan kıstaslara uygun olarak ve alacaklının bildirdiği mukayese imzalar da göz önünde bulundurularak denetime imkan verecek şekilde bilirkişi raporu alınıp oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366 ve HUMK.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28.03.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.