YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/18634
KARAR NO : 2013/27659
KARAR TARİHİ : 09.09.2013
MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Alacaklı tarafından çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla yapılan icra takibinde borçlunun icra mahkemesine yaptığı başvuruda, sahtelik iddiasıyla menfi tespit davası açtığını belirterek, bu davada verilen ihtiyati tedbir kararı dolayısıyla takibin durdurulması talebinin reddine dair memurluk kararının iptali ve takibin durdurulmasına karar verilmesini istediği anlaşılmıştır.
Borçlu tarafından sunulan …. Asliye Ticaret Mahkemesinin 14.11.2012 tarih ve 2012/186 E. sayılı dosyada, davaya konu çekler üzerinde tahrifat ve sahtecilik bulunduğunu belirten bilirkişi raporuna istinaden bu çeklere ilişkin icra işlemlerinin durdurulmasına karar verildiği görülmüştür.
6100 Sayılı HMK.nun 209/1. maddesinde; “Adi bir senetteki yazı veya imza inkar edildiğinde bu konuda bir karar verilinceye kadar, o senet herhangi bir işleme tabi tutulamaz” düzenlemesi yer almaktadır. Bu maddeyi kapsamı itibari ile ikiye ayırmak gerekir. Bunlardan birincisi senetteki imzanın inkar edilmesi, diğeri ise yazının inkarıdır.
Kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibinde yazının sahteliği iddiası konusunda aynı kanunda özel bir hüküm mevcut değildir. İcra ve İflas Kanunu icra takip hukuku açısından Hukuk Muhakemeleri Kanununa göre özel kanun olup, takip hukukuna ilişkin uyuşmazlıklarda öncelikle İcra ve İflas Kanunu hükümlerinin, bu kanunda hüküm bulunmayan durumlarda ise anılan kanuna aykırılık teşkil etmemek koşuluyla genel nitelikte olan Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerinin uygulanması gerekir.
Sahtelik iddiasının imza inkarı dışındaki bir nedene dayanması halinde ise 6100 Sayılı HMK.nun 209/1.maddesinin amir hükmü gereği icra takibi olduğu yerde durur. Bunun için sahtelik iddiasının ileri sürüldüğü Cumhuriyet Savcılığı ya da mahkemece ayrıca tedbir kararı verilmesi gerekmez. Borçlu tarafından icra dairesine başvurulması halinde icra müdürlüğünce anılan madde uyarınca sahtelik davası sonuna kadar icra takibinin durdurulması gerekir. İcra müdürünün kararının taraflarca İİK.nun 16/2.maddesi uyarınca süresiz şikayet konusu yapılabileceği tabidir. Öte yandan borçlu tarafından doğrudan icra mahkemesine başvurulmasına da yasal engel olmadığı gibi, hakim, 6100 Sayılı HMK.nun 209/1. maddesini re’sen nazara almalıdır.
Pek tabidir ki mahkemece sahtelik iddiasının imza inkarı dışındaki bir nedene dayandığının belirlenmesi halinde takip hukukunun özelliği ve ivedi karar verilmesi gerekliliğinin bir sonucu olarak, sahtelik davası bekletici mesele yapılmadan, sahtelik
davasında karar verilinceye kadar icra takibinin durdurulmasına karar verilmesi gerekir.
Somut olayda, menfi tespit davası kapsamında icra işlemlerinin durdurulmasına yönelik bir ihtiyati tedbir kararı da söz konusu olduğuna göre, mahkemece yukarıda yapılan açıklama ve ilkeler doğrultusunda duruşma açılarak, HMK 209. maddesi çerçevesinde inceleme yapılarak, gerektiğinde muhatap bankadan sorulmak suretiyle çekin menfi tespit davası kapsamında verilen ihtiyati tedbire konu çek olup olmadığı araştırılıp oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yazılı gerekçe ile talebin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK’nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09/09/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.