Yargıtay Kararı 12. Hukuk Dairesi 2013/10397 E. 2013/15421 K. 22.04.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/10397
KARAR NO : 2013/15421
KARAR TARİHİ : 22.04.2013

MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan takipte borçlu, icra mahkemesine başvurusunda, imzaya ve borca itirazlarının yanısıra usulsüz tebligat şikayetinde de bulunmuş, mahkemece ödeme emrinin usulüne uygun tebliğ edildiği ve dolayısıyla yasal 5 günlük sürede itirazların ileri sürülmediği gerekçesiyle talebin reddine karar verildiği görülmüştür.
6099 Sayılı Kanunun 5. maddesi ile değişik Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesine göre; “Gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, muhatap o adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırır. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır.”
Tebligat Yönetmeliğinin 31. maddesi hükmüne göre” (1) Tebliğ memuru;
a) Muhatap veya muhatap adına tebligat yapılabilecek kişiler, o adreste bulundukları halde hiçbirinin tebliğ anında gösterilen adreste mevcut olmamaları,
b)Muhatap ya da kendilerine tebligat yapılabilecek kişilerin tebellüğden kaçınması,
c) Muhatap, gösterilen adreste hiç oturmamış veya bu adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi tebligatın, muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine bu husus meşruhat verilerek çıkarılması hallerinden biri gerçekleştiği takdirde tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti veya meclisi üyesinden birine ya da kolluk amir veya memuruna imza karşılığında teslim eder. Tebliğ memuru, ek-1 ‘de yer alan (2) numaralı örneğe uygun olarak düzenlenen ihbarnameyi gösterilen adresteki kapıya yapıştırır. (a) bendinde belirtilen halin gerçekleşmesi durumunda tebliğ memuru, tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirir.”
Somut olayda, şikayetçi borçluya çıkarılan ödeme emri tebliğ işleminde kapıya yapıştırılması gereken (2) nolu ihbarnamenin yapıştırılmadığı, bu durumda ödeme emrinin kanuna ve yönetmeliğe uygun olarak tebliğ edilmediği, dolayısıyla yapılan tebligatın usulsüz
olduğu anlaşılmıştır.
O halde mahkemece, usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile Tebligat Kanunu’nun 32. maddesi uyarınca borçlunun usulsüz tebliğe muttali olduğu 25.06.2012 tarihinin tebligat tarihi olarak düzeltilerek diğer itirazlarının incelenmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK’nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22/04/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.