Yargıtay Kararı 12. Hukuk Dairesi 2012/31551 E. 2013/7034 K. 04.03.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/31551
KARAR NO : 2013/7034
KARAR TARİHİ : 04.03.2013

MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Borçlu aleyhine başlatılan takipte çıkarılan ödeme emri tebligatındaki imzanın kendisine ait olmadığı, takipten 03.09.2012 tarihinde haberdar olduğunu belirterek ödeme emri tebliğ tarihinin 03.09.2012 olarak düzeltilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece ödeme emri tebligatında tebliğ memurunun imzası bulunmadığı için usulsüz olduğu, usul ekonomisi bakımından imza şikayeti ile ilgili olarak bilirkişi inclemesi yaptırılmasına gerek bulunmadığı gerekçesiyle tebliğ tarihinin düzeltilmesine dosya üzerinden karar verildiği anlaşılmıştır.
Somut olayda borçluya çıkarılan ödeme emri davetiyesine ”adreste muhatabın kendisine tebliğ edildi” şerhi verilerek 09.08.2012 tarihinde tebliğ edildiği ve tebligat tarihinin altına imza atıldığı, davetiyenin üzerine kaşe ile dağıtıcının isim ve sicilinin basıldığı, tebligatın bizzat yapıldığı belirtilen borçlunun isminin yazılarak imzasının alındığı, şikayetçinin sadece tebligatta kendisine ait olduğu belirtilen imzayı kabul etmediği görülmüştür.
7201 Sayılı Tebligat Kanunu’nun 23/9. maddesinde ve Tebligat Yönetmeliğinin 35/ğ maddesinde dağıtıcın imzasını isim ve sicilinin bulunduğu bölüme atacağına ilişkin açık bir düzenleme bulunmamaktadır. Dağıtıcının imzasını isim ve sicilinin bulunduğu haneye atması bir teamül olsa da, tebliğ şerhi bulunan hanedeki imzanın sadece dağıtıcı tarafından atılmasının da bir teamül olduğu ve şikayete konu tebligatta yasanın aradığı koşul yerine gelmiş olduğu için farklı yorum aşırı şekilcilik olur ve hak kaybına neden olur. O halde mahkemece yapılacak iş 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 27. maddesi, Anayasanın 36. maddesi, … İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6. maddesi ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2009/52 E., 2009/105 K. sayılı kararı gereğince duruşma açılarak tarafları duruşmaya davet etmek, delillerini toplamak gerekirse imza şikayeti ile ilgili olarak usulüne uygun bilirkişi raporu almak ve sonucuna göre bir karar vermek gerekirken yazılı gerekçe ile hüküm kurulmasu isabetsizdir.
SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK’nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04/03/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.