Yargıtay Kararı 12. Hukuk Dairesi 2012/15465 E. 2012/35284 K. 27.11.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/15465
KARAR NO : 2012/35284
KARAR TARİHİ : 27.11.2012

MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
Alacaklı tarafından çeke dayalı olarak başlatılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takibe karşı, borçlunun, çekin 09.11.2010 tarihli protokolün 4/d maddesinde belirtilen … Bank … şubesine ait 33631 numaralı 30.12.2011 keşide tarihli 1.000.000 TL bedelli çek olduğunu, protokolde, bankası/bedeli/çek numarası açık bir şekilde belirtilen çekin, söz konusu protokol ve bağlandığı 31/12/2010 tarihli sözleşme ile 24/03/2010 ve 13/08/2010 tarihli protokoller bakımından sözleşmede belirtilen şartların gerçekleşmesi koşuluyla teminat olarak verildiğini, sözleşmenin karşı tarafınca kendi edimi yerine getirilmeden sözleşmeye ve protokole aykırı olarak çekin kötü niyetle ciro edilerek yasal takibe konu edildiğini, yetkisiz kişiler tarafından imza atılıp ciro edildiğinden ciro silsilesinin kopuk olduğunu, lehtar tarafından yapılan geçerli bir cironun bulunmaması ve dolayısıyla ciro silsilesindeki kopukluk nedeniyle takip yapan alacaklının yetkili hamil sıfatının da olmadığını ileri sürerek başlatılan takibin iptaline karar verilmesini talep ettiği, mahkemece itirazın reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Somut olayda taraflar arasında düzenlenen taahhütname, sözleşme, ek sözleşme ve protokol birlikte değerlendirildiğinde, söz konusu belgelerde belirtilen koşulun oluşup oluşmadığı, dolayısıyla alacağın tahsilinin gerekip gerekmediği yargılamayı gerektirir nitelikte olup, dar yetkili icra mahkemesinde bu konunun incelenmesi ve değerlendirilmesi mümkün değildir.
O halde, mahkemece sorunun çözümünün yargılamayı gerektirdiğinden bahisle takibin iptaline karar verilmesi gerekirken, senedin teminat senedi olduğunun senet metninden anlaşılamadığı ve itirazın İİK’nun 169/a maddesinde belirtilen resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile kanıtlanamadığı gerekçesiyle itirazın reddine karar verilmesi isabetsizdir.
SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK’nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27/11/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.