YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/29366
KARAR NO : 2012/13817
KARAR TARİHİ : 25.04.2012
MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı tarafından kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibine başlandığı, örnek 10 numaralı ödeme emrinin 30.03.2009 tarihinde borçluya tebliğ edildiği, borçlunun ise İİK. nun 168/4.maddesinde öngörülen yasal beş günlük süreden sonra 19.09.2011 tarihinde icra mahkemesinde yaptığı başvuruda, ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğünü ileri sürerek, imzaya itiraz ettiği anlaşılmıştır.
Tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı İİK. nun 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayet aynı maddenin 1. fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 günlük sürede yapılmalıdır.
7201 Sayılı Kanunun 32. maddesi gereğince tebligatın usulsüz olması halinde muhatabı tebliğden haberdar olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Hukuk Genel Kurulunun 5.6.1991 tarih ve 1991/12-258 esas ve 1991/344 karar sayılı ilamında da açıklandığı üzere “..usulsüz tebliğ işlemini öğrenen muhatabın bu tebliği öğrendiği tarihten itibaren yedi gün içinde şikayet yolu ile tebligatın usulsüzlüğünü İcra Mahkemesi önüne getirmesi gereklidir.” . Borçlunun bildirdiği öğrenme tarihi esas olup, bu tarihin aksi karşı tarafça ancak yazılı belge ile ispatlanabilir. Hukuk Genel Kurulunun 12.02.1969 tarih ve 1967/172-107 sayılı kararında da benimsendiği üzere beyan edilen öğrenme tarihinin aksi tanık beyanıyla ispat edilemez.
Her ne kadar mahkemece borçlunun, 15.03.2010 tarihinde takip konusu çeke ilişkin olarak karşılıksız çek keşide etmek suçundan şüpheli sıfatı ile ifadesinin alındığı ve bu tarihte icra takibini ve usulsüz tebliği öğrendiği kabul edilerek sonuca gidilmiş ise de dosya içinde mevcut ifade zaptının incelenmesinde, icra takibinden bahsedilmediği ve borçlunun icra dosyasına ilişkin her hangi bir beyanının bulunmadığı belirlenmiştir. Bu nedenle belirtilen tarihte borçlunun icra takibin ve usulsüz tebliğ işlemini öğrendiğinin kabulü mümkün değildir.
Bu durumda mahkemece yukarıda yapılan açıklamalar ve ilkeler doğrultusunda borçlunun ödeme emri tebliği işleminin usulsüzlüğüne yönelik şikayetinin incelenerek usulsüzlüğünün belirlenmesi halinde 7201 Sayılı Tebligat Kanunu’nun 32. maddesi uyarınca tebliğ tarihinin düzeltilip bu tarihe göre İİK. nun 168/4. maddesi uyarınca yasal sürede olacak olan imzaya itirazı değerlendirildikten sonra oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken borçlunun karşılıksız çek keşide etmek suçundan şüpheli sıfatı ile ifadesinin alındığı tarihin öğrenme tarihi kabul edilmek suretiyle yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK’nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 25/04/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.