Yargıtay Kararı 12. Hukuk Dairesi 2006/15954 E. 2006/19135 K. 12.10.2006 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2006/15954
KARAR NO : 2006/19135
KARAR TARİHİ : 12.10.2006

MAHKEMESİ : Şişli 3. İcra Mahkemesi
TARİHİ : 28/06/2006
NUMARASI : 2005/1261-492
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekilleri tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
1) İşin niteliği bakımından temyiz tetkikatının duruşmalı olarak yapılmasına HUMK’nun 438. ve İİK’ nun 366. maddeleri hükümleri müsait bulunmadığından bu yoldaki isteğin reddi oybirliğiyle kararlaştırıldıktan sonra işin esası incelendi;
2-Alacaklı İ…A…tarafından 20.12.2003 vadeli 12.500.000 USD’lik bonoya dayalı örnek 10 numaralı ödeme emri gönderilmek suretiyle borçlu T… P… Kablo ve Sistemleri A.Ş. hakkında kambiyo senetlerine özgü yolla takibe geçilmiştir. 14.10.2005 tarihinde ödeme emrinin tebliği üzerine 5 günlük yasal süresi içerisinde verilen itiraz dilekçesinde borçlu T.. P.. Kablo ve Sistemleri A.Ş. (Eski Ünvanı: T… P… Kablo ve Sistemleri A.Ş.) vekili takip konusu 30.5.2001 tanzim 20.12.2003 vadeli keşidecisi T… P… Kablo ve Sistemleri A.Ş. l…H. A..görünen takip konusu 12.500.000 USD bedelli bono altındaki imzaların şirket yetkililerine ait olmadığı sahte oldukları bildirilerek imzaya itiraz edilmiştir.
Takip dayanağı bononun incelenmesinde; l.. H..A..ın cirosu ile A.. Meydan’a, bu şahsın cirosu ile H..B…..geçtiği, takip alacaklısının da H… B… tarafından yapılan ciro ile yetkili hamil sıfatını kazandığı görülmektedir
Yapılan imza itirazı üzerine mahkemece Adli Tıp Fizik İhtisas Dairesinden alınan 14.2.2006 tarihli raporda; “inceleme konusu imzaların monoton atılmış imzalar oldukları ve mukayese imzalar ile hız, işleklik ve baskı derecesi bakımından farklılıklar saptandığından sözkonusu imzaların mevcut mukayese imzalarına kıyasla M… N… A… ve S…K…eli ürünü olmayıp takliden atılmış oldukları sonucuna varıldığı” bildirilmiştir.
Alacaklı ve borçlunun yargılama dışında özel olarak alıp, dosyaya sundukları raporlar resmi nitelikte olmadığından ve mahkemece görevlendirilen bilirkişiler tarafından düzenlenmediğinden yerleşik Yargıtay İçtihatları gereği bunlara itibar edilmemiş tartışma konusu yapılması mümkün görülmemiştir.
Mahkemece Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin ilamından bahisle “ Herhangibir belgedeki imza ve yazının, atfedildiği kişiye ait olup olmadığı hususunda yapılacak bilirkişi incelemesinin konunun uzmanınca ve yeterli teknik donanıma sahip bir laboratuar ortamında optik aletler ve incelemenin gerektirdiği diğer cihazlar kullanılarak grafoloji ve grafometrik yöntemlerle yapılması, bu alet ve yöntemlerle gerek incelemeye konu ve gerekse karşılaştırmaya esas belgelerdeki imza ve yazının tersim, seyir, baskı derecesi, eğim,
doğrultu gibi yönlerden taşıdığı önceliklerin tam ve kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenip karşılaştırılması sonuçta, imza ve yazının atfedilen kişiye ait olup olmadığının dayanakları gösterilmiş tarafların mahkemenin ve Yargıtayın denetimine elverişli bir raporla
ortaya konulması; gerektiğinde karşılaştırılan imza ve yazının hangi nedenle farklı veya aynı kişinin eli ürünü oldukları fotoğraf yada diğer uygun görüntü teknikleriyle desteklenmesi şarttır.” Şeklinde imza incelemesi şartları belirlendiğini gerekçe gösterilerek dosya yeniden Prof. Dr. Ö… K…Doç.Dr.Ö…K…, Doç.Dr. A.. Ö..oluşan bilirkişi heyetine incelenmek üzere 19.4.2006 tarihinde teslim edilmiş ise de; Prof.Dr. Ö…Ko…’ın 25.4.2006 tarihinde verdiği dilekçede “Alacaklı İ…A…’ın ciro suretiyle davaya konu 31.5.2001 tanzim tarihli senedinde lehtarı H…A..keşidecisinin T… P… K…ve Sistemleri A.Ş. olduğunu, kendisinin daha önce yine lehtarı H…A…, keşidecisi T… P…Kablo ve Sistemleri A.Ş. olan sıralı senetlerden bir senet hakkında 16.8.2005 tarihli bilimsel mütalaa düzenleyerek taraf avukatına verdiğini, bu mütalaada görüşlerini ortaya koyduğundan dosyadan bilirkişi olarak rapor tanzim edemeyeceğini” bildirmiştir.
Bu kez mahkemece duruşma günü beklenmeksizin İstanbul bilirkişi listesinin 1237 sırasında kayıtlı Adli Tıp Kurumundan emekli Adli Bilimler ve Grafoloji uzmanı A… S…G… bilirkişi tayin edilmiş. Adı geçen bilirkişi tarafından hazırlanıp 27.4.2006 tarihinde dosyaya sunulan raporda, inceleme konusu 12.500.000 USD değerindeki senedin ön yüzünde davacı şirkete atfen atılmış münker imzaların M…N… A… ve S… K…’nun eli ürünü olduğu kanaatine varıldığı belirtilmiştir.
İcra Mahkemesince Adli Tıp Kurumu ile S.G…A…tarafından verilen bilirkişi raporlarında imzaların borçlulara aidiyeti hususunda oluşan çelişkinin giderilmesi için dosyanın Ankara Jandarma Kriminal Dairesi Başkanlığına gönderildiği, bu kurumca hazırlanan Ekspertiz raporunda ise; iması incelenenlerden M.N…A…’ın mukayese imzaları ile senette atılı imzası arasında Kaligrafik ve karakteristik özellikler yönünden benzerlikler görülmüş olup tetkik konusu senedin ön yüzünde sol tarafta atılı bulunan imzanın M.N… A… eli ürünü olduğu,” yine imzası incelenen S… K…’nun mevcut mukayese imzaları ile senette atılı imzasının karşılaştırılmasında imzalar içerisindeki i ve d harfinin bağlantı özelliği ile d harfinin tersimi yönünden farklılık görülmesine rağmen denildikten sonra kaligrafik ve karakteristik özellikler yönünden benzerlikler görüldüğü, sözkonusu imza içerisindeki (r ve d) harflerindeki farklılığın ise yukarıda mürekkep incelemesi bölümünün 2. maddesinde belirtilen sebeplerden dolayı bilye ucunun rahat döngü sağlayamaması ve imzanın atılması esnasında kalemin ters yönde hareket etmesinden kaynaklanan bir sapma olduğu değerlendirilmiş olup tetkik konusu senedin ön yüzünde sağ tarafta atılı bulunan imzanın S… K…eli ürünü olmasının kuvvetle muhtemel olduğu kanaati bildirilmiştir.
Borçlu Anonim Şirketin dayanak senet nedeniyle sorumlu olabilmesi için her iki temsilci M… a… A…ve S…K… adına atılan imzaların kendilerine ait olup olmadığı hiçbir tereddüde yer vermeyecek biçimde belirlenmelidir. Bu belirleme kesin ilmi ve net bulgulara dayalı olmalıdır.
İİK.nun 170/3. maddesi (İcra Mahkemesi, 68/a maddesinin 4. fıkrasına göre yapacağı inceleme sonucunda, inkar edilen imzanın borçluya ait olmadığına kanaat getirirse itirazın kabulüne karar verir.) biçimindeki hükmü ile kesin görüş ifade etmeyen ihtimale dayalı ibarelerle sonuca gidilemeyeceğini açıklamaktadır.
Bu durumda farklı görüş ifade eden ve İcra Mahkemesinin seçimi ile elde edilen Adli Tıp ve S.G…A…’ın raporlarındaki farklılık Jandarma Genel Komutanlığı Ekspertiz raporu ile giderilememiş böylece inceleme hüküm verilmesine yetecek açıklık ve niteliğe kavuşmamıştır.
O halde mahkemece bilirkişi raporları arasındaki aykırılığın yeniden oluşturulacak en az 3 kişiden oluşan bilirkişiler aracılığıyla giderilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde sonuca gidilmesi isabetsizdir.
SONUÇ : Borçlu vekilleri temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 12.10.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.