Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2023/958 E. 2023/4258 K. 23.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/958
KARAR NO : 2023/4258
KARAR TARİHİ : 23.10.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2021/614 E., 2022/236 K.
SUÇ : Kişilerin huzur ve sükununu bozma
HÜKÜM : Beraat
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama

Sanıklar hakkında verilen bozma kararı üzerine kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Bursa 14. Asliye Ceza Mahkemesinin, 13.05.2013 tarihli ve 2012/560 E. 2013/633 K. sayılı kararı ile sanıklar …, … hakkında kişilerin huzur ve sükunu bozma suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 123 üncü maddesinin birinci maddesi, 53 üncü maddesi gereğince 3’er ay hapis cezası ile cezalandırılmasına; 5237 sayılı Kanun 106 ncı maddesinin 2 nci fıkrasının (c) bendi, 53 üncü maddesi gereğince 2’şer yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına; 5237 sayılı Kanun 125 inci maddesinin 1 inci ve 4 üncü bendi, 129 uncu maddesinin 3 üncü maddesi,52 nci maddesinin ikinci fıkrası gereğince 1.040,00′ ar TL adli para cezası ile cezalandırılmasına; katılan olan sanık … hakkında da katılan sanıklara karşı ayrı ayrı 5237 sayılı Kanun 106 ıncı maddesinin 2 nci fıkrasının (a) bendi gereğince 2’şer yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına ve 5271 sayılı Kanun’un 231 inci maddesi uyarınca hükümlerin açıklanmasının geri bırakılmasına, katılan sanıklara karşı ayrı ayrı 5237 sayılı Kanun 125 inci maddesinin 1 inci ve 4 üncü bendi, 129 uncu maddesinin 3 üncü maddesi, 52 nci maddesinin ikinci fıkrası gereğince 1.040,00′ ar TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ve 5271 sayılı Kanun’un 231 inci maddesi uyarınca hükümlerin açıklanmasının geri bırakılmasına, karar verilmiştir.

2. Bursa 14. Asliye Ceza Mahkemesinin, 13.05.2013 tarihli ve 2012/560 E. 2013/633 K. sayılı kararının katılan sanık …, katılan sanık … ve katılan sanık … müdafileri tarafından temyizi üzerine Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 04.07.2017 tarihli, 2014/46181 Esas 2017/18541 Karar sayılı kararı ile; sanık … bakımından; karar verilmeye yer olmadığına, katılan sanıklar …, … bakımından ise hakaret suçu bakımından temyiz isteğinin hükmün temyiz edilemez olduğundan reddine, tehdit ve kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu bakımından ise “..Tarafların komşu oldukları, aralarında geçimsizlik bulunduğu katılan sanık …’in kendisini rahatsız ettiklerinden bahisle sanık …’e ait evinin kapısına gidip silahla tehdit etmesi üzerine sanıkların da “erkeksen aşağı in seninle aşağıda görüşeceğiz” demekten ibaret eylemlerinde ne suretle birlikte tehdit iradesinin bulunduğu yöntemince açıklanıp tartışılmadan TCK ‘nın 106/2-c maddesi uyarınca hüküm kurulması, b-Kanıtlar değerlendirilerek eylemin TCK 106/1. madde kapsamında kabulü halinde ise; 02/12/2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunun 34. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK’nın 253. maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaşma hükümleri yeniden düzenlenmiş ve sanıklara isnat edilen TCK’nın 106/1-1. cümle kapsamındaki tehdit suçunun uzlaşma kapsamına alınması ve TCK’nın 123/1. maddesi kapsamındaki kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu önceden de uzlaşma kapsamında ise de, 6763 sayılı Kanun’un 34. maddesiyle, 5271 sayılı CMK’nın 253. maddesinin 24 ve 25. fıkralarındaki uzlaştırma bürosuna ilişkin düzenleme dikkate alınıp, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 2 ve 7. maddeleri de gözetilerek, uzlaştırma işlemi uygulanarak sonucuna göre sanıkların hukuki durumunun bu kapsamda tekrar değerlendirilip belirlenmesinde zorunluluk bulunması..” nedenleri ile bozulmasına karar verilmiştir.

3.Bursa 14. Asliye Ceza Mahkemesinin, 28.12.2017 tarihli ve 2017/682 E. 2017/976 K. sayılı kararı ile; sanıklar … ve … hakkında 5237 sayılı Kanun 123 üncü maddesinin birinci maddesi, 53 üncü maddesi gereğince 3’er ay hapis cezası ile cezalandırılmasına; 5237 sayılı Kanun 106 ıncı maddesinin 1 inci fıkrasının 2 nci cümlesi, 52 nci maddesinin ikinci fıkrası gereğince 1.040,00′ ar TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, karar verilmiştir.

4.Bursa 14. Asliye Ceza Mahkemesinin, 28.12.2017 tarihli ve 2017/682 E. 2017/976 K. sayılı kararının sanık … ve sanık … tarafından temyizi üzerine Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 17.05.2021 tarihli, 2018/5053 Esas 2021/13927 Karar sayılı kararı ile; sanıklar hakkında tehdit suçu bakımından temyiz isteğinin hükmün temyiz edilemez olduğundan reddine, kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu bakımından ise “.. Sanıkların katılanla yaptıkları tartışma sırasında, bitişik dairenin banyo duvarını bir kaç kez yumruklamaları şeklinde gerçekleştiği kabul edilen olay karşısında, sanıkların hangi eylemlerinin TCK’nın 123. maddesinde düzenlenen genel ve tamamlayıcı nitelikte olan kişilerin huzur ve sükununu bozma suçunu oluşturduğu ve suçun unsuru olan ısrar ögesinin ne şekilde gerçekleştiği, sanıklarının kastlarının ne şekilde sırf huzur ve sükunu bozma saiki olarak kabul edildiği yöntemince açıklanmadan, yetersiz gerekçe ile yazılı şekilde hükümler kurulması..” nedenleri ile bozulmasına karar verilmiştir.

5.Bursa 14. Asliye Ceza Mahkemesinin, 22.03.2022 tarihli ve 2021/614 E. 2022/236 K. sayılı kararı ile; sanıklar … ve … hakkında kişilerin huzur ve sükununu bozma suçundan, 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca beraat kararı verilmiştir.

6. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 22.08.2022 tarihli ve 4-2022/75709 sayılı hükmün onanması görüşünü içerir Tebliğname ile Daireye tevdi edilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Katılan vekilinin temyiz isteği; huzur ve sükun bozma suçundan verilen beraat kararının bozulması gerektiğine, ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Yerel Mahkemenin Kabulü
1.Mahkemece; her ne kadar sanıklar … ve … hakkında oturdukları dairenin bitişiğinde bulanan ve katılan …’e ait diğer dairenin banyo duvarını bir kaç kez yumruklamak suretiyle katılana yönelik kişilerin huzur ve sukununu bozma suçundan TCK 123/1 maddesi gereğince cezalanırılması istemi ile kamu davası açılmış ise de Yargıtay 4. Ceza Dairesi’nin 2018/5053 esas sayılı bozma ilamında da “…TCK’nın 123. maddesinde düzenlenen kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu genel ve tamamlayıcı nitelikte bir suç olup, bu suçun oluşması için eylemin Kanunda ayrıca suç olarak tanımlanmamış olması gerekmektedir. Kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu ile korunan hukuki yarar kişi özgürlüğünün korunması ve bireyin, psikolojik ve ruhsal bakımdan rahatsız edilmemesi ve yaşamını sağlıklı bir şekilde sürdürmesi olarak tanımlanmaktadır. Bu suçun oluşabilmesi için, kanun metninde yazılı bulunan telefon etme, gürültü yapma yada aynı maksatla, hukuka aykırı bir davranışta bulunulması eylemlerinin bir kez yapmasının yeterli olmadığı, eylemin ısrarla tekrarlanması, süreklilik arz etmesi ve sırf kişilerin huzur ve sükununu bozma saiki ile işlenmesi gerekmektedir…” şeklinde belirtildiği üzere, aşamalarda üzerilerine atılı suçlamayı kabul etmeyen sanıkların eylemini ısrarla tekrarlamamaları, bu eylemin süreklilik arz etmemesi ve dosya kapsamında söz konusu eylemin sırf kişilerin huzur ve sukununun bozma saiki ile işlendiğine yetecek derecede delil elde edilememesi sebebi ile sanıklara atılı suçun yasal unsurlarının oluşmadığı ve bu haliyle sanıkların mevcut eyleminin kanunda suç olarak tanımlanmadığı tüm dosya kapsamından anlaşıldığından, 5271 sayılı Kanun 223 üncü maddesinin 2 inci fıkrasının (a) bendi uyarınca beraatine karar verilmiştir.

2.Sanıklar aşamalardaki beyanlarında, atılı suçlamaları kabul etmemişlerdir.

3.Katılan aşamalardaki beyanlarında sanıkların atılı suçtan cezalandırılmasını talep ederek sanık hakkındaki şikayetini devam ettirmiştir.

IV. GEREKÇE
1.Sanıklar hakkında kurulan hükme yönelik katılan vekilinin temyizinin incelenmesinde, 5271 sayılı TCK’nın 123 üncü maddesinde düzenlenen kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu ile korunan hukuki yarar kişi özgürlüğünün korunması ve bireyin, psikolojik ve ruhsal bakımdan rahatsız edilmemesi ve yaşamını sağlıklı bir şekilde sürdürmesi olarak tanımlanmaktadır. Bu suçun oluşabilmesi için, kanun metninde yazılı bulunan telefon etme, gürültü yapma yada aynı maksatla, hukuka aykırı bir davranışta bulunulması eylemlerini bir kez yapmasının yeterli olmadığı, eylemlerin ısrarla tekrarlanması süreklilik arz etmesi ve sırf kişilerin huzur ve sükununu bozma saiki ile işlenmesi gerekmektedir, dosya kapsamında sanıkların, katılanı tehdit ve hakaret ettiğinin kabul edildiği ve bu suçlardan mahkumiyet hükümleri kurulduğu, sanıkların eylemlerinin 5271 sayılı Kanun 123 üncü maddesinde düzenlenen genel ve tamamlayıcı nitelikte olan kişilerin huzur ve sükunu oluşturmadığı anlaşıldığından beraat kararı verilmesine dair Mahkemenin takdir ve gerekçesinde hukuka aykırılık görülmemiştir.

2.Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, Mahkemenin yargılama sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dava dosyası içeriğine göre, katılan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz sebeplerinin reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle, Bursa 14. Asliye Ceza Mahkemesinin 22.03.2022 tarihli ve 2021/614 Esas, 2022/236 Karar sayılı kararında, katılan vekili tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden katılan vekilinin temyiz sebebinin reddiyle hükmün, Tebliğnameye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 23.10.2023 tarihinde karar verildi.