YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/893
KARAR NO : 2023/4752
KARAR TARİHİ : 06.11.2023
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2021/107 E. 2021/199 K.
SUÇ : Müstehcenlik
HÜKÜM : Beraat
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Düzeltilerek onama
Sanık hakkında Yargıtay 4. Ceza Dairesince verilen bozma kararı üzerine kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Denizli 2. Asliye Ceza Mahkemesinin, 28.05.2015 tarihli ve 2014/509 Esas, 2015/280 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında müstehcenlik suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 226 ncı maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi, 62 nci maddesi, 50 nci maddesi ve 52 nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca 3.080,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.
2. Denizli 2. Asliye Ceza Mahkemesinin, 28.05.2015 tarihli ve 2014/509 Esas, 2015/280 Karar sayılı kararının sanık tarafından temyizi üzerine Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 19.11.2020 tarihli ve 2020/12533 Esas, 2020/17094 Karar sayılı kararı ile “…TCK’nın 226/1. maddesinde müstehcenlik eylemleri sırasıyla “bir çocuğa müstehcen görüntü, yazı veya sözleri içeren ürünleri veren ya da bunların içeriğini gösteren, okuyan, okutan veya dinleten” “bunların içeriklerini çocukların girebileceği veya görebileceği yerlerde ya da alenen gösteren, görülebilecek şekilde sergileyen, okuyan, okutan, söyleyen, söyleten” “bu ürünleri, içeriğine vakıf olunabilecek şekilde satışa veya kiraya arz eden” “bu ürünleri, bunların satışına mahsus alışveriş yerleri dışında, satışa arz eden, satan veya kiraya veren” “bu ürünleri, sair mal veya hizmet satışları yanında veya dolayısıyla bedelsiz olarak veren veya dağıtan” “bu ürünlerin reklamını yapan” şeklinde tanımlanmıştır.TCK’nın “Suçta ve Cezada Kanunilik İlkesi” başlıklı 2. maddesinin 3. fıkrasında; “Kanunların suç ve ceza içeren hükümlerinin uygulanmasında kıyas yapılamaz. Suç ve ceza içeren hükümler, kıyasa yol açacak biçimde geniş yorumlanamaz” hükmü getirilmiştir. Maddenin gerekçesinde; “Böylece ceza kanunlarının bireye güvence sağlama işlevinin bir gereği daha yerine getirilmiş olmaktadır. Yeni tarihli ceza kanunlarında da kıyas yasağına ilişkin olarak açık hükümlere yer verilmektedir. Örneğin yeni Fransız Ceza Kanunu’nda bu husus ‘ceza kanunları dar yorumlanır’ biçiminde ifade edilmiştir. Kıyas yasağıyla getirilen güvencenin tam anlamıyla uygulanabilmesini mümkün kılmak amacıyla, kıyasa yol açacak şekilde yapılacak geniş yoruma da başvurulamayacağı açıkça ifade edilmiştir. Ancak bu hükümle ceza hukukunda genişletici yorum tümüyle yasaklanmamakta, sadece bu yorum biçiminin kıyasa yol açacak şekilde uygulanmasının önüne geçilmek istenmektedir” denilmiştir. Yapılan açıklamalar ışığında; inceleme konusu olayda sanığın işletmekte olduğu internet kafede yapılan denetim sırasında, müstehcen içerikli sitelere ulaşımın engellenmesini sağlayan filtre programı bulunmadığının tespit edildiği, sanığın 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun ve ilgili yönetmeliklerinde düzenlenen hükümlere aykırı olarak konusu suç oluşturan içeriklere erişimi önleyici tedbirleri almadığı ve TİB tarafından onaylanan içerik filtreleme yazılımı kullanmadığı sabit ise de, sanığın yukarıda açıklanan müstehcenlik suçu bakımından tanımlanan eylemleri gerçekleştirdiğine dair bir bulgu elde edilememesi karşısında, yasal ve yerinde olmayan gerekçeyle yazılı şekilde mahkumiyetine hükmedilmesi,…” nedeniyle bozulmasına karar verilmiştir.
3. Denizli 2. Asliye Ceza Mahkemesinin, 11.03.2021 tarihli ve 2021/107 Esas, 2021/199 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında müstehcenlik suçundan, 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (e) bendi uyarınca beraat kararı verilmiştir.
4. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen, 18.01.2022 tarihli ve 4-2021/75020 sayılı hükmün vekalet ücreti yönünden düzeltilmesi görüşünü içerir Tebliğname ile Yargıtay 4. Ceza Dairesine tevdi edilmiştir.
5. Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 01.02.2023 tarihli ve 2022/4849 Esas, 2023/1335 Karar sayılı kararı ile dosya Dairemize gönderilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafiinin temyiz isteği; beraat eden ve kendisini vekil ile temsil ettiren sanık lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğine ilişkindir.
III. GEREKÇE
1. Sanığın yargılama konusu eylemi için, 5237 sayılı Kanun’un 226 ncı maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi uyarınca belirlenecek cezanın türü ve üst haddine göre aynı Kanun’un 66 ncı maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi gereği 8 yıllık olağan zamanaşımı süresinin öngörüldüğü anlaşılmıştır.
2. 5237 sayılı Kanun’un 67 nci maddesinin ikinci fıkrasının (d) bendi uyarınca zamanaşımı süresini kesen son işlemin 28.05.2015 tarihli mahkûmiyet kararı olduğu ve bu tarihten, temyiz incelemesi tarihine kadar, 8 yıllık olağan zamanaşımı süresinin gerçekleşmiş olduğu belirlenmiştir.
IV. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Denizli 2. Asliye Ceza Mahkemesinin, 11.03.2021 tarihli ve 2021/107 Esas, 2021/199 Karar sayılı kararına yönelik sanık müdafiinin temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesinin birinci fıkrası gereği BOZULMASINA, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanun’un 322 nci maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinin verdiği yetkiye dayanılarak sanık hakkındaki kamu davasının 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin sekizinci fıkrası gereği gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle DÜŞMESİNE,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 06.11.2023 tarihinde karar verildi.