Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2023/82 E. 2023/2093 K. 12.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/82
KARAR NO : 2023/2093
KARAR TARİHİ : 12.06.2023

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
DAVA : 466 sayılı kanun gereği tazminat
HÜKÜM : Davanın reddi

Davacı hakkında dairemizce verilen bozma kararı üzerine kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1.Davacı vekili 09.12.2009 tarihli dava dilekçesinde özetle; çiftçilik yapan müvekkilinin teşekkül halinde uyuşturucu madde imal ve ticareti yapma suçundan 03.02.2000 tarihinde gözaltına alındığını, 07.02.2000 tutuklandığını, 02.05.2002 tarihinde tahliye edildiğini, yapılan yargılama sonucunda davacının 1 yıl 6 ay 22 gün hapis ve 20 TL adli para cezasına hükmedilip hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, müvekkilinin öncelikle tutuklu kaldığı tüm sürelerin tazminat hesabında dikkate alınması gerektiğini, aksi halde ise müvekkilinin fazladan ceza evinde kaldığından bu sürelerin tazmin edilmesi gerektiğinden 10.000,00 TL maddi ve 10.000,00 TL manevi tazminatın tutuklama tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsilini talep etmiştir.

2.Davalı vekili 26.01.2010 tarihli cevap dilekçesinde özetle; davanın zaman aşımı nedeniyle reddi gerektiğini, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının 466 sayılı Kanun gereği tazminata hak kazandıramayacağı, davacı hakkında uygulanan tutuklama ve gözaltı işleminin kanuna uygun verildiği, talep edilen tazminat miktarının fazla olduğunu, davacının zararını ispat etmesi gerektiğini, faiz talep tarihinin dava tarihi olması gerektiğini, davanın reddi gerektiğini, öne sürmüştür.

3.Hakkari Ağır Ceza Mahkemesinin, 16.04.2010 tarihli ve 2010/38 Esas, 2010/106 Karar sayılı kararı ile; davanın kısmen kabulü ile 1.198,90 TL maddi, 2.500,00 TL manevi tazminatın 24.08.2001 tarihinden yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

4.Hakkari Ağır Ceza Mahkemesinin, 16.04.2010 tarihli ve 2010/38 Esas, 2010/106 Karar sayılı Karar sayılı kararının davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyizi üzerine Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 17.05.2012 tarihli ve 2011/15631 Esas, 2012/12429 Karar sayılı kararı ile; Davacının tutuklanmasına esas alınan suçla ilgili 819 gün tutuklu kaldığı ve yapılan yargılama sonunda hükmedilen 1 yıl 6 ay 22 gün hapis ve 20 TL adli para cezasına dair mahkûmiyetle ilgili olarak hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, bu aşamadaki hükmün davacı bakımından herhangi bir sonuç doğurmadığı, deneme süresi sonunda davanın düşmesine karar verilmesi halinde fazladan tutuklu kalınan süreler için süresinde dava açılması halinde tazminat talep edilebileceği gözetilmeden yazılı gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmesinin kanuna aykırı olduğundan bahisle davalı vekilinin ve davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

5.Hakkari Ağır Ceza Mahkemesinin, 15.01.2013 tarihli ve 2012/322 Esas, 2013/22 Karar sayılı kararı ile bozma ilamına direnilerek; davanın kısmen kabulü ile 1.198,90 TL maddi, 2.500,00 TL manevi tazminatın 24.08.2001 tarihinden yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

6.Hakkari Ağır Ceza Mahkemesinin, 15.01.2013 tarihli ve 2012/322 Esas, 2013/22 Karar sayılı Karar sayılı kararının davalı vekili tarafından temyizi üzerine Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 20.03.2017 tarihli ve 2017/156 Esas, 2017/2168 Karar sayılı kararı ile; mahkemenin direnme hususundaki görüşleri değerlendirilip, dairemizce verilen 17.05.2012 gün 2011/15631 Esas, 2012/12429 Karar sayılı kararda değişiklik yapılmasını gerektiren herhangi bir nedenin bulunmadığı, konunun Yargıtay Ceza Genel Kurulunca sonuca bağlanmasının daha uygun olacağı anlaşıldığından dosyanın Yargıtay Ceza Genel Kuruluna gönderilmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine karar verilmiştir.

7.Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 20.03.2017 tarihli ve 2017/156 Esas, 2017/2168 Karar sayılı tevdii kararı ile; Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 04.10.2018 tarihli ve 2017/12-765 Esas, 2018/406 Karar sayılı kararı ile; Hakkari Ağır Ceza Mahkemesinin 15.01.2013 tarihli ve 322-22 sayılı direnme kararına konu hükmünün, davacı tarafından gözaltında ve tutuklu kalınan süreler nedeniyle açılan tazminat davasının, hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının sonucu beklenmeden kabulüne karar verilmesi isabetsizliğinden diğer yönleri incelenmeksizin bozulmasına karar verilmiştir.

8.Hakkari Ağır Ceza Mahkemesinin, 21.02.2019 tarihli ve 2018/410 Esas, 2019/57 Karar sayılı kararı ile bozma ilamına uyularak; davanın reddine karar verilmiştir.

9.Hakkari Ağır Ceza Mahkemesinin, 21.02.2019 tarihli ve 2018/410 Esas, 2019/57 Karar sayılı Karar sayılı kararının davalı vekili tarafından temyizi üzerine Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 30.05.20222 tarihli ve 2021/2511 Esas, 2022/4192 Karar sayılı kararı ile; 5271 sayılı Kanunun 142nci maddesinin 7 inci fıkrasındaki; ”Mahkeme, kararını duruşmalı olarak verir. İstemde bulunan ile Hazine temsilcisi, açıklamalı çağrı kâğıdı tebliğine rağmen gelmezlerse, yokluklarında karar verilebilir.” şeklindeki düzenlemeye muhalefet edilerek, davacı tarafa açıklamalı çağrı kağıdı çıkarılarak, taraf teşkili sağlanmasından sonra karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesinin kanuna aykırı olduğundan bahisle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

10.Hakkari Ağır Ceza Mahkemesinin, 11.10.2022 tarihli ve 2022/218 Esas, 2022/361 Karar sayılı kararı ile bozma ilamına uyularak; davanın reddine karar verilmiştir.

11.Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığın 25.12.2022 tarihli tebliğnamesi ile davacı vekilinin temyiz isteminin esastan reddi ile hükmün onanması talep edilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Davacı vekilinin temyiz istemi;
Yerel mahkemece usul ve yasaya aykırı karar verildiğine, resen dikkate alınacak hususlar nedeniyle mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesi gerektiğine ilişkindir.

III. DAVA KONUSU
Temyizin kapsamına göre;

İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
Tazminat talebinin esasını oluşturan Van 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 2008/337 Esas, 2009/113 Karar sayılı ceza dava dosyasında davacının halinde uyuşturucu madde nakli ve ticareti yapma suçundan 03.02.2000 – 02.05.2002 tarihleri arasında gözaltı ve tutuklu kaldığı, yapılan yargılama sonunda hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına hükmedildiği, bu hükmün 20.04.2009 tarihinde kesinleştiği ve davanın 466 sayılı Kanunda belirlenen süre içerisinde yetkili ve görevli mahkemede açıldığı belirlenerek ve bozma ilamına da uyularak, deneme süresi içerisinde açıldığı ve deneme süresi sonunda davanın düşmesine karar verilmesi halinde fazladan tutuklu kalınan süreler için süresinde dava açılması halinde davacının tazminat talep edilebileceği, eldeki davanın ise davacının hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verildikten sonraki beş yıllık deneme süresi içerisinde açıldığından, 5271 sayılı Kanunun 231 inci maddesinin 8 inci bendinde düzenlenen deneme süresinin bitiminde açılan bir dava olmadığından 5271 sayılı Kanunun 142. maddesi gereğince tazminat istemenin yasal koşulları oluşmadığından davanın reddine karar verilmiştir.

IV. GEREKÇE
Tazminat talebinin esasını oluşturan Van 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 2008/337 Esas, 2009/113 Karar sayılı ceza dava dosyasında davacının halinde uyuşturucu madde nakli ve ticareti yapma suçundan 03.02.2000 – 02.05.2002 tarihleri arasında 819 gün gözaltı ve tutuklu kaldığı, yapılan yargılama sonunda hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına hükmedildiği, bu hükmün 20.04.2009 tarihinde kesinleştiği ve davanın 466 sayılı Kanunda belirlenen süre içerisinde yetkili ve görevli mahkemede açıldığı ve Kanunda öngörülen yasal şartların oluştuğu anlaşılmıştır.

A.Davacı vekilinin temyiz istemi;
Davacının 10.000,00 TL maddi, 10.000,00 TL manevi tazminatın tutuklama tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile ödenmesi talebine ilişkin söz konusu davada, dairemiz incelemesi sırasında denetim süresinin dolduğu gözetilerek, mahkeme kararında belirtilen 3 yıllık denetim süresi sonunda davanın düşmesine ya da beraatine karar verilmesi ya da denetim süresi içerisinde yeni bir suç işlendiğinde mahkumiyet hükmünün açıklanması halinde tazminat şartlarının ve miktarının değerlendirilmesinin mümkün olacağı, bu kapsamda davacı hakkında verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına ilişkin 3 yıllık denetim süresinin sonucunda ne şekilde karar verildiği araştırılıp, düşme kararı verilmiş ise, infaz edilen sürenin, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilen dosyadaki ceza miktarından fazla olduğunun tespiti halinde davacının cezaevinde fazladan kaldığı süreler bakımından tazminata hak kazanabileceği, davacının beraatine karar verildiğinin anlaşılması halinde ise infaz edilen süre boyunca maddi ve manevi tazminata hak kazanacağı gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi hukuka aykırı bulunmuş olup, açıklanan nedenle tebliğnamedeki davacı vekilinin temyiz itirazlarının esastan reddini isteyen görüşe iştirak edilmemiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümününde açıklanan nedenle Hakkari 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 11.10.2022 tarihli ve 2022/218 Esas, 2022/361 Karar sayılı kararına yönelik davacı vekilinin temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 12.06.2023 tarihinde karar verildi.