Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2023/801 E. 2023/5225 K. 29.11.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/801
KARAR NO : 2023/5225
KARAR TARİHİ : 29.11.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2015/656 E. 2016/374 K.
SUÇLAR : Hakaret, kişilerin huzur ve sükununu bozma
HÜKÜMLER : Ceza vermekten vazgeçilmesine, mahkumiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Ret, bozma

Müşteki sanık müdafinin sanık … hakkında verilen ceza verilmekten vazgeçilmesine dair hükme yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
Müşteki sanık …’in 24.05.2016 tarihli tarihli duruşmada şikayetçi olduğunu davaya müdahil olmak istemediğini beyan ettiği, bu itibarla 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 237 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca kamu davasında katılan sıfatının bulunmadığı anlaşılmakla, aynı Kanun’un 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği sanık … hakkındaki hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunmadığı anlaşılmıştır.

Müşteki sanık müdafinin sanık … hakkında verilen mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Bakırköy 18. Asliye Ceza Mahkemesinin 30.06.2016 tarihli 2015/656 Esas 2016/374 Karar sayılı kararı ile sanık … hakkında kişilerin huzur ve sükununu bozma suçundan 5237 sayılı Kanunun 123 üncü maddesi, 62 nci maddesi, 50 nci maddenin birinci fıkrasının (a) bendi, 52 nci maddesi uyarınca 1500,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına sanık … hakkında hakaret suçundan ceza vermekten vazgeçilmesine karar verilmiştir.

2. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 19.04.2021 havale tarihli ve 2016/357816 sayılı, ret ve bozma görüşlü Tebliğname ile Daireye tevdi olunmuştur.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Mağdur Sanık Müdafinin Temyiz Sebepleri;
Sanık … hakkında kişilerin huzur ve sükununu bozma suçundan ve sanık … hakkında hakaret suçundan verilen ceza vermekten vazgeçilmesine dair kararların temyizen bozulmasına karar verilmesi talebinden ibarettir.

III. GEREKÇE
A. Müşteki sanık müdafinin sanık … hakkında verilen ceza verilmekten vazgeçilmesine dair hükme yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
Müşteki sanık …’in 24.05.2016 tarihli tarihli duruşmada şikayetçi olduğunu davaya müdahil olmak istemediğini beyan ettiği, bu itibarla 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 237 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca kamu davasında katılan sıfatının bulunmadığı anlaşıldığından müşteki sanık müdafinin temyiz isteğinin reddine karar vermek gerekmiştir.

B. Müşteki sanık … müdafinin sanık hakkında verilen mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
Sanığa isnat edilen eylemin, 5237 sayılı Kanunun 123 üncü maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen “kişilerin huzur ve sükununu bozma” suçuna ilişkin olduğu, “kişilerin huzur ve sükununu bozma” suçu için 5237 sayılı Kanunun 123 üncü maddesinin birinci fıkrasında temel ceza miktarının “üç aydan bir yıla kadar hapis cezası” olarak belirlendiği; 5271 sayılı Kanunun, 17.10.2019 tarihli ve 7188 sayılı Kanun’un 24 üncü maddesi ile başlığı ile birlikte yeniden düzenlenmiş olan ”Basit Yargılama Usulü” başlıklı 251 inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan; ”Asliye ceza mahkemesince, iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir.” şeklindeki düzenlemeye, 7188 sayılı Kanun’un geçici 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan ”01/01/2020 tarihi itibarıyla kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz.” şeklindeki düzenleme ile sınırlama getirilmiş ise de; Anayasa Mahkemesinin 19.08.2020 tarihli 31218 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 25.06.2020 tarihli ve 2020/16 Esas-2020/33 Karar sayılı ve 16.03.2021 tarihli 31425 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 14.01.2021 tarihli ve 2020/81 Esas-2021/4 Karar sayılı iptal kararları ile ”…kovuşturma evresine geçilmiş…, …hükme bağlanmış…” ibarelerinin, aynı bentte yer alan ”…basit yargılama usulü…” yönünden Anayasa’ya aykırı bulunarak iptaline karar verilmesi sebebiyle;

Kovuşturma evresine geçilmiş veya hükme bağlanmış olan ve basit yargılama usulü uygulanabilecek dosyalar yönünden 7188 sayılı Kanun’un 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan kesinleşmiş hükümler haricindeki düzenlemelerin iptal edildiği anlaşıldığından; Anayasa Mahkemesi kararlarının geriye yürümesi mümkün olmayıp, Ceza Muhakemesi Kanununda yapılan değişikliklerin ise derhal uygulanması gerekmekle birlikte, basit yargılama usulü uygulanan olaylarda CMK’nın 251 inci maddesinin üçüncü fıkrasına göre; ”mahkûmiyet kararı verildiği takdirde sonuç ceza dörtte bir oranında indirilir.” şeklindeki düzenleme karşısında, Anayasa Mahkemesinin anılan iptal kararlarının neticeleri itibariyle maddi ceza hukukuna ilişkin olduğunun ve 5271 sayılı Kanunun 251 inci maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan düzenlemenin sanık lehine sonuç doğurabilecek nitelikte olduğunun anlaşılması karşısında, 5237 sayılı Kanunun 7 nci maddesi ile 5271 sayılı Kanunun 251 inci maddesi hükümleri gözetilmek suretiyle, sanık lehine olan uygulamanın belirlenerek yerine getirilmesi ve gereği için dosyanın, ”Basit Yargılama Usulü” yönünden yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk görülmüştür.

V. KARAR
A. Sanık … hakkında verilen hükme yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
Müşteki sanık …’ in 24.05.2016 tarihli tarihli duruşmada davaya katılmak istemediğini beyan ettiği, bu itibarla 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 237 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca kamu davasında katılan sıfatının bulunmadığı anlaşılmakla, aynı Kanun’un 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği sanık hakkındaki hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunmadığı, hükmün, karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesinin birinci fıkrası gereği re’sen temyize de tabi olmadığı anlaşılmakla, müşteki sanık müdafinin temyiz isteğinin 1412 sayılı Kanun’un 317 nci maddesi gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle REDDİNE,

B. Sanık … hakkında verilen mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
Başkaca yönleri incelenmeyen Bakırköy 18. Asliye Ceza Mahkemesinin 30.06.2016 tarihli 2015/656 Esas 2016/374 Karar sayılı kararının gerekçe bölümünde açıklanan nedenle 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğnameye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 29.11.2023 tarihinde karar verildi.