Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2023/65 E. 2023/2102 K. 12.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/65
KARAR NO : 2023/2102
KARAR TARİHİ : 12.06.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Özel hayatın gizliliğini ihlal, tehdit
HÜKÜM : Mahkumiyet

Sanık hakkında Dairemizce verilen bozma kararı üzerine kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Bursa 2. Asliye Ceza Mahkemesinin, 05.02.2012 tarihli ve 2012/838 Esas, 2013/51 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında;

Özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 134 üncü maddesinin birinci fıkrası ve 53 üncü maddesi ve 5271 sayılı Kanun’un 231 inci maddesinin beşinci fıkrası uyarınca 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına,

Tehdit suçundan 5237 sayılı Kanun’un 106 ncı maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesi ve 53 üncü maddesi ve 5271 sayılı Kanun’un 231 inci maddesinin beşinci fıkrası uyarınca 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına

Karar verilmiştir.

2. Sanığın 28.05.2014 tarihinde kasıtlı bir suç işlediğinin bildirilmesi üzerine; Bursa 2. Asliye Ceza Mahkemesinin, 04.11.2015 tarihli ve 2015/535 Esas, 2015/684 Karar sayılı kararı ile 05.02.2012 tarihli hükmün 5271 sayılı Kanun’un 231 nci maddesinin on birinci fıkrası uyarınca açıklanmasına ve sanık hakkında;

Özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan 5237 sayılı Kanun’un 134 üncü maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası ve 53 üncü maddesi uyarınca 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına,

Tehdit suçundan 5237 sayılı Kanun’un 106 ncı maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesi, 62 nci maddesinin birinci fıkrası ve 53 üncü maddesi uyarınca 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına,

Karar verilmiştir.

3. Bursa 2. Asliye Ceza Mahkemesinin, 04.11.2015 tarihli ve 2015/535 Esas, 2015/684 Karar sayılı kararının sanık tarafından temyizi üzerine Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 06.04.2022 tarihli ve 2019/10264 Esas, 2022/2674 Karar sayılı kararı ile “…1- Sanığa isnat edilen eylemlerin, 5237 sayılı TCK’nın 125. maddesinin 2. fıkrasınında düzenlenen hakaret, 106. maddesinin 1. fıkrasının 1. cümlesinde düzenlenen tehdit ve 6352 sayılı Kanun’un 81. maddesi ile yapılan değişiklikten önceki 134. maddesinin 1. fıkrasının 2. cümlesinde düzenlenen görüntü veya seslerin kayda alınması suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal suçlarına ilişkin olduğu, hakaret suçu için temel ceza miktarının TCK’nın 125. maddesinin 2. fıkrasının yollaması ile 1. fıkrasında “üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası” olarak, tehdit suçu için temel ceza miktarının TCK’nın 106. maddesinin 1. fıkrasının 1. cümlesinde “altı aydan iki yıla kadar hapis cezası” olarak, görüntü veya seslerin kayda alınması suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal suçu için temel ceza miktarının TCK’nın 6352 sayılı Kanun’un 81. maddesi ile yapılan değişiklikten önceki 134. maddesinin 1. fıkrasının 2. cümlesinde “bir yıldan iki yıla kadar hapis veya adli para cezası” olarak belirlendiği; 5271 sayılı CMK’nın, 17.10.2019 tarihli ve 7188 sayılı Kanun’un 24. maddesi ile başlığı ile birlikte yeniden düzenlenmiş olan “Basit Yargılama Usulü” başlıklı 251. maddesinin 1. fıkrasında yer alan; “Asliye ceza mahkemesince, iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir.” şeklindeki düzenlemeye, 7188 sayılı Kanun’un geçici 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan “01/01/2020 tarihi itibarıyla kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz.” şeklindeki düzenleme ile sınırlama getirilmiş ise de; Anayasa Mahkemesinin 19.08.2020 tarihli 31218 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 25.06.2020 tarihli ve 2020/16 esas – 2020/33 karar sayılı ve 16.03.2021 tarihli 31425 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 14.01.2021 tarihli ve 2020/81 esas – 2021/4 karar sayılı iptal kararları ile “…kovuşturma evresine geçilmiş…, …hükme bağlanmış…” ibarelerinin, aynı bentte yer alan “…basit yargılama usulü…” yönünden Anayasaya aykırı bulunarak iptaline karar verilmesi sebebiyle; Kovuşturma evresine geçilmiş veya hükme bağlanmış olan ve basit yargılama usulü uygulanabilecek dosyalar yönünden 7188 sayılı Kanun’un 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan kesinleşmiş hükümler haricindeki düzenlemelerin iptal edildiği anlaşıldığından; Anayasa Mahkemesi kararlarının geriye yürümesi mümkün olmayıp, Ceza Muhakemesi Kanununda yapılan değişikliklerin ise derhal uygulanması gerekmekle birlikte, basit yargılama usulü uygulanan olaylarda CMK’nın 251. maddesinin 3. fıkrasına göre; “mahkûmiyet kararı verildiği takdirde sonuç ceza dörtte bir oranında indirilir.” şeklindeki düzenleme karşısında, Anayasa Mahkemesinin anılan iptal kararlarının neticeleri itibariyle maddi ceza hukukuna ilişkin olduğunun ve CMK’nın 251. maddesinin 3. fıkrasında yer alan düzenlemenin sanık lehine sonuç doğurabilecek nitelikte olduğunun anlaşılması karşısında, TCK’nın 7. maddesi ile CMK’nın 251. maddesi hükümleri gözetilmek suretiyle, sanık lehine olan uygulamanın belirlenerek yerine getirilmesi ve gereği için dosyanın, “Basit Yargılama Usulü” yönünden yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, 2- Sanığın dosya kapsamından anlaşılan bilinen en son adresine 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 21. maddesi uyarınca tebliği yapılmışsa da, tebligatta sanığın adresinde bulunamama nedeninin geçici mi yoksa sürekli olduğunun anlaşılamaması nedeniyle usulsüz olan tebligat üzerine duruşmaya gelmeyen sanığın yokluğunda yargılama yapılarak savunma hakkının kısıtlanması, 3- CMK’nın 231. maddesinin 11. fıkrası uyarınca hakkında yükümlülük kararı belirlenmeyen ve yeniden suç işleyen sanık hakkında, daha önce verilen hükmün aynen açıklanmasına karar verilmesi gerekirken, sanık hakkında ilk hükümde uygulanmayan TCK’nın 62. maddesinin uygunlanması,..” nedenleriyle bozulmasına karar verilmiştir.

4. Bursa 2. Asliye Ceza Mahkemesinin, 09.11.2022 tarihli ve 2022/538 Esas, 2022/1027 Karar sayılı kararı ile 05.02.2012 tarihli hükmün 5271 sayılı Kanun’un 231 nci maddesinin on birinci fıkrası uyarınca açıklanmasına ve sanık hakkında;

Özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan 5237 sayılı Kanun’un 134 üncü maddesinin birinci fıkrası ve 53 üncü maddesi uyarınca 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına,

Tehdit suçundan 5237 sayılı Kanun’un 106 ncı maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesi ve 53 üncü maddesi uyarınca 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına,

Karar verilmiştir.

5. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 30.12.2022 tarihli ve 2022/155758 sayılı, özel hayatın gizliliğini ihlal suçunun şikayete tabi olduğu ve mağdurun şikayetten vazgeçmesinin ve tehdit suçunun uzlaşma kapsamına alınmasının dikkate alınmaması ve hükmün yeterli gerekçeyi içermemesi nedenleriyle hükümlerin bozulması görüşünü içerir Tebliğname ile Daireye tevdi edilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanığın temyiz istemi; kararın ağır olması nedeniyle usul ve yasaya aykırı olduğuna ilişkindir

III. GEREKÇE
1. Özel Hayatın Gizliliğini İhlal Suçuna Yönelik Temyiz İstemi Yönünden
Sanığın isnat edilen özel hayatın gizliliğini ihlal suçunun 5237 sayılı Kanun’un 139 uncu maddesi uyarıca şikayete tabi olduğu ve mağdurun da 21.09.2022 tarihi oturumda sanık hakkındaki şikayetinden vazgeçtiği, sanığın da 09.11.2022 tarihli oturumda şikayetten vazgeçme durumunu kabul edeceğine ilişkin beyanda bulunmasına rağmen sanık hakkındaki davanın şikayetten vazgeçme nedeniyle düşmesine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi hukuka aykırı görülmüştür.

2. Tehdit Suçuna Yönelik Temyiz İstemi Yönünden
a) 02.12.2016 tarihli ve 29906 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 34 üncü maddesi ile değişik 5271 sayılı Kanun’un 253 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendine eklenen alt bendler arasında yer alan ve 5237 sayılı Kanun’un 106 ncı maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesinde tanımı yapılan tehdit suçunun uzlaşma kapsamına alındığının anlaşılması karşısında; 5237 sayılı Kanun’un 7 nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca; “Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur.” hükmü de gözetilerek, 6763 sayılı Kanun’un 35 inci maddesi ile değişik 5271 sayılı Kanun’un 254 üncü maddesi uyarınca aynı Kanun’un 253 üncü maddesinde belirtilen esas ve usûle göre uzlaştırma işlemleri yerine getirilip, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk görülmüştür.

b) Sanık hakkında açıklanması geri bırakılan 05.12.2013 tarihli hükmün, Bursa Asliye Ceza Mahkemesinin 04.11.2015 tarihli kararı ile 5271 sayılı Kanun’un 231 inci maddesinin on birinci fıkrası gereğince açıklandığı ve Dairemizin 06.04.2022 tarihli ilamıyla anılan mahkemenin 04.11.2015 tarihli kararının bozulmasına karar verildiği gözetilerek, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda sanık hakkında yeni bir hüküm kurulması gerekirken, 05.12.2013 tarihli hükmün ikinci kez açıklanması suretiyle yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması, hukuka aykırı görülmüştür.

IV. KARAR
1. Özel Hayatın Gizliliğini İhlal Suçuna Yönelik Temyiz İstemi Yönünden
Gerekçe bölümünün (1.) numaralı bentlerinde açıklanan nedenle Bursa 2. Asliye Ceza Mahkemesinin, 09.11.2022 tarihli ve 2022/538 Esas, 2022/1027 Karar sayılı kararına yönelik sanığın temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesinin birinci fıkrası gereği BOZULMASINA, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanun’un 322 nci maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinin verdiği yetkiye dayanılarak sanık hakkındaki kamu davasının 5237 sayılı Kanun 73 üncü maddesinin dördüncü fıkrası ve 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin sekizinci fıkrası gereği şikayetten vazgeçme nedeniyle, oy birliğiyle DÜŞMESİNE,

2. Tehdit Suçuna Yönelik Temyiz İstemi Yönünden
Gerekçe bölümünün (2.) numaralı bendinde açıklanan nedenlerle Bursa 2. Asliye Ceza Mahkemesinin, 09.11.2022 tarihli ve 2022/538 Esas, 2022/1027 Karar sayılı kararına yönelik sanığın temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 12.06.2023 tarihinde karar verildi.